Bu kadar korku reklamı yapılmış olsa da, Müslümanlar bir tehdit değildir. Müslüman dünyası, kendi iç yozlaşmaları nedeniyle zaten zayıftır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Batılı güçlerin gizli faaliyetleri sayesinde Müttefikler, zaten çözülmekte olan Osmanlı İmparatorluğu'nun güçlerini silip süpürmeyi başarmıştır. O günden beri Müslüman dünyası karışıklık içindedir ve bir dava için savaşmak şöyle dursun, İslam'ı temsil edebilecek kadar bile bir araya gelmeyi becerememektedirler. Bu gerçek, bu uydurma tehdidin mimarı olan Zbigniew Brzezinski tarafından bizzat dile getirilmiştir. Böylesi bir oluşumun dünya için tehdit olup olmadığı sorusuna verdiği yanıt şudur: "Saçmalık! Batı'nın İslam'a karşı küresel bir siyaseti olduğu söyleniyor. Bu aptalca. Küresel İslam diye bir şey yok. İslam'a akılcı gözle, duygusal davranmadan ve kışkırtmaları umursamadan bir bakın. 1.5 milyar inananıyla dünyanın en büyük dini. Ancak Suudi Arabistan köktendinciliğiyle Fas'ın, Pakistan militarizminin, Mısır'ın Batıcılığının ya da Orta Asya laikliğinin nasıl bir ortak paydası var ki? Hristiyan ülkeleri birleştirenden fazla bir sey orada da yok,"
Savunucu Saldırganlık - Hayvanlarla İnsan Arasındaki Fark
... Ama savunucu saldırganlığın nörofizyolojik temeli hayvanlarda-kiyle aynı olmasa bile, şu yargıya olanak verecek kadar benzerlik içindedir: Bu aynı nörofizyolojik donanım, insanda savunucu saldırganlık sıklığının Hayvanlardakinden kat kat yüksek olmasına yol açar. Bu olgunun nedeni, insan varoluşunun özgül koşullarında yatar. Bu koşullar esas
Sayfa 250 - Payel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tehdidin böylesi :D
"Sus! Hele götürdüğüm yerde bana bir daha ‘anacığım’ de de görürsün. Tam bir ay çaysız bırakırım seni.”
Hmm..
İnsan anksiyetesinin ayırt edici vasfı insanın değer veren bir varlık olmasından kaynaklanır. Bu varlık hayatı ve dünyayı simge ve anlamlarla yorumlar ve bunları bir benlik olarak kendi varlığıyla özdeşleştirir. Anksiyete bir benlik olarak varlığına temel kabul ettiği bir değere yönelik tehdidin yol açtığı bir endişe olarak da tanımlanabilir. Bu değer ister başarı olsun, ister aşk, doğruyu söyleme özgürlüğü ya da iç sesine kulak verme, belirli değerler insanlar için yaşama nedenini oluştururlar ve böylesi bir değer tahrip edildiğinde kişi kendi varlığının da benzeri bir şekilde tahrip edilebileceğini hisseder. 'Ya özgürlük, ya ölüm' sözünde ifade edilen duygu marazî olarak etiketlenemez. Bazı insanlar başka bir değere teslim omaktansa ölmeyi yeğlerler. Böylesi bir tavır nevrotik bir tutum olarak değil, bütünüyle insanî bir tavrın en olgun hali olarak değerlendirilmelidir.
Michel Foucault - Delilik, Bütünsel Yapı “Delilik şüphesiz aptallıktan iyidir.” Kuşkusuz, insanların davranışında ve dilinde, toplumun belirli bir tavır takındığı bazı olgular karşısında hassasiyet göstermeyecek kültür yoktur. Bu insanlara ne tamamen hasta ne suçlu olarak ne tamamen büyücü ne de sıradan insanlar olarak davranılır.Bu insanlarda,
Tehdidin böylesi :))
“Sus! Hele götürdüğüm yerde bana bir daha ‘anacığım’ de de görürsün. Tam bir ay çaysız bırakırım seni.” Kocası korku içinde sustu.
Sayfa 113 - Can Yayınları - 3. basımKitabı okudu
Reklam
İkinci Bölüm: Tavşan Deliği
Böylesi aşağılık bir tehdidin sorunlu tarafı ise, Jane'i karşısındaki kötülüğün ne kadar kusursuz olduğuna dair ikna etmesiydi. Şeytanla anlaşma yapılmazdı, şeytanın şerefi yoktu ve sözleşmenin şartlarına asla uymazdı. Bu uyarı Jane'i gerçeği aramaktan uzakta tutacak ve en saf korkaklığın dibine gönderecek olsa bile, nihâyetinde güvende hissettiği ve gardını indirdiği zaman onu ve Travis'i öldürürlerdi. Jane'e oynayacak tek bir rol kalmıştı; onların Golyat'ına Davud olacaktı. Bir taş ve sapanla onları indirebileceği gibi bir sanrısı yoktu. Karşısında tek bir dev yoktu. Bildiği kadarıyla karşısında Golyatlar Ordusu vardı ve bu işten zaferle ve nefes alarak çıkma ihtimâli sıfırdan bir ondalık uzaktaydı.
Sayfa 79 - PORTAKAL KİTAP 1. Baskı Şubat 2018 / New York Times Bestseller Yazarından Bir Gerilim Romanı)Kitabı okudu