BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Amerikan Doları, insan hakları ve Amerika Birleşik Devletleri de milyonlarca insanın ortak hayal gücünde yaşamaktadır ve hiçbir birey onların varlığını tehdit edemez. Eğer ben dolara, insan haklarına veya ABD'ye inanmayı bırakırsam bir etkisi olmaz. Bu hayali düzenler özne ler arasıdır, bu yüzden de onları değiştirmek için aynı anda milyarlarca insanın bilincini değiştirmemiz gerekir ki, bu çok kolay değildir. Bu öl- çekte bir değişim sadece bir siyasi parti, ideolojik hareket veya dini bir ta- rikat gibi karmaşık bir örgütlenmenin yardımıyla başarılabilir. Öte yan- dan bu tür karmaşık örgütleri kurmak için pek çok yabancıyı birbiriyle işbirliği yapmaya ikna etmek gerekir. Bu da ancak bu yabancılar ortak paylaşılan bir mite inanırsa gerçekleşebilir. Dolayısıyla mevcut bir hayali düzeni değiştirmek için alternatif bir hayali düzene inanmamız gerekir. Peugeot'yu ortadan kaldırmak için ondan daha güçlü bir şeyi, sözge- limi Fransız hukuk sistemini hayal edebilmemiz gerekir. Fransız hukuk sistemini ortadan kaldırmak için ondan daha güçlü bir şeyi, mesela Fransız devletini hayal edebilmemiz gerekir. Eğer bunu da ortadan kaldırmak istersek bundan da güçlü bir şeyi hayal edebilmemiz gerekir. Hayali düzen dışında bir yol mümkün değil. Etrafımızdaki hapishane duvarlarını yıkıp özgürlüğe koştuğumuzda aslında daha büyük bir ha- pishanenin geniş bahçesine doğru koşuyoruz.
Reklam
"GENÇLİĞİMİ BIRAKTIM SOFYA’DA..."
Tarihte nice aşk öyküleri vardır ama beni Atatürk’ün bir cümlesi her zaman dağıtır. Ankara’da Bulgar Kooperatif Tiyatrosu’nun oyuncularıyla sohbet ederken, ‘gençliğimi bıraktım Sofya’da’ demiş. ‘Bir kız sevdim ama bana vermediler." Hadi gelin gerçek bir aşk öyküsüne doğru yolculuğa çıkalım: Mustafa Kemal Atatürk görev icabı Sofya’ya gider.
Tomris Han'ın Kirus'a cevabı ;
"Kirus... En az senin kadar rezil olan bittiğini aldım. Senden gelen hiçbir öneri ve tehdit geçmez Saka ilinde. Ben Tomris Han, acuna bir tek yiğit ve er tanıdım. Gönlümü kazanacak tek kişi... Onun adı Alp Han'dı. Tanrı da onu çok sevmiş ki erkenden yanına aldı. Gök'ün en üst katlarında acunu izliyor ve senin gibilerin acunu kirlettiğini gördükçe uçmağa vardığı için seviniyor. Kötü kişi hem budununu, hem acunu kirletir Kirus. Sen kötü bir kişisin. Bitiğinden anladım ki Saka iline saldırmak için bir gerekçe bulmaya çalışıyorsun. Buna gerek yok Kirus. Eğer yüreğin yetiyorsa ordunu al ve gel. Sakın ha Sakaları, daha önce yendiğin ordularla, sıradan budunlarla karıştırma. Bunu nasılsa öğreneceksin. Bunu san öğretmek benim boynumun borcu olsun. Kendinle övünüyorsun Kirus. Farkımız o ki biz atalarımızla biz atalarımızla ve budunumuzla övünürüz. Sen yerde ve bugünü yaşarsın, biz Gök'e inanır Gök'ü özleriz. Bütün gücünle gel Kirus. Toplayabildiğin kadar ordu topla. Ama unutma karşında Saka budunu bulacaksın. Acun ikimiz için çok küçük Kirus! "
Tomris Han
Tomris Han
Ahmet Haldun Terzioğlu
Ahmet Haldun Terzioğlu
(sf.181-182)
DİLAL

DİLAL

@klkndilal03
·
07 Nisan 20:16
Kirus'un Tomris Han'a bitiği ;
"Sakaların hanına..." Tomris'in adını anmayarak hakaret etmeyi, onu küçümsemeyi seçmişti Kirus. "Medleri yenerek, Ahamenid uruğunu hak ettiği yüksekliğe ulaştırdım. İran'a egemen olup Pers devletini duyurdum gücüm ile. Başkaldıran kölelerimin başını kestim. Buyruk dinlemeyen budunumu kıyına uğrattım. Kalabalık, güçlü ve
Sayfa 175 - Efsus Yayınları - 11. BaskıKitabı okudu
Hayatın Anlamı
3.Kısım Anlam Tutulması Anton Çehov'un Tri Sestry oyunundan şu kısa diyaloğu dü- şünelim: MASHA: Bir anlam yok mu? TOOZENBACH: Anlam mı? (...) Şuraya bak; kar yağıyor. Bunun anlamı ne? Kar bir ifade ya da sembol değildir. Anlatabildiğimiz kada- nyla gök kubbenin kederlenmesinin bir alegorisi değildir. Philip Larkin'in baharı
Hayatın Anlamı
1.kısım Hayatın anlamı nedir?" sorusu hakiki bir soru mu yoksa yalnızca hakiki gibi görünen bir soru mudur? Tanrı, stratejik bir amaçla dünyayı yaratmış göksel bir mühendis değildir. O, dünyayı yalnızca kendi memnuniyeti ve yaratma hazzı uyarınca yaratmış bir sanatçıdır. Philosophical Investigations" gibi bir çalışmada
Reklam
Gage, kesinlikle ne istediğini biliyordu. Jenna'nın ellerini Çözmesini ve ona dokunmasına izin vermesini; o leziz gö- güslerinin tadına varması için bir şans tanımasını istiyordu. Jenna, onun üzerinde inip çıkarken kalçalarını tutabilmeyi, hızlarını ayarlayamayı, böylece ikisine de şiddetli bir orgazm yaşatmayı istiyordu. h Burada neler olup bittiğine anlam veremiyordu Gage ama bir şeyden emindi. Güney Amerikalılardan oluşan bir grup ge- rilla, tepeden tırnağa silahlanmış bir haldeyken ona ihtiyacı ol- duklarını söyleyip gelmesi konusunda tehdit etseler bile, Gage tam şu anda tercihini Jenna'dan yana kullanırdı. Jenna yavaşça hareket etmeye devam ederken Gage'in ha- yaları kasıldı. Çenesini kilitleyip yataktan düşmemek için to- puklarını yatağın ayakucuna çivilemişti adeta. Bu sırada kadının kalçasına tokat atabilmeyi isterdi ama şu andaki pozisyonunda bu mümkün değildi. Oysa Jenna onun ellerini çözmüş olsa, bu macera daha da ateşlenebilirdi Gage'in de katılımıyla. Gerçi şimdi şu halde bile, Jenna'nın bu erotik daveti üze rine, her şekilde girebilirdi içine.
Sayfa 77
Sen aşkın ne olduğunu bilir misin adaşım, sen hiç sevdin mi?.. Çoook desene! Sevgilin güzel miydi bari? Belki de seni seviyordu... Ve onu herhalde çok kucakladın... Geceleri buluşur ve öperdin değil mi? Bir kadın öpmek hoş şeydir,hele adam genç olursa... Yahut sevgilin seni sevmiyordu... O zaman ne yaptın? Geceleri ağladın mı? Ona sararmış yüzünü
8 mart özel
Bu konunun bir erkek tarafından bu şekilde açıklanmasının na- sıl rahatsız edici olduğunu biliyorum, hele ki dünyada halen ciddi bir cinsiyetçilik ve kadın düşmanlığı mevcutken, kadınlar halen de- vasa engellerle karşı karşıyayken. Kadın hakları için verilen müca- delenin henüz kazanılmış olmadığını, kaydedilen pek çok ilerleme- nin tehdit altında olduğunu biliyorum. Ama doğru olduğunu bildiğim bir şey var: Anneannem ve babaannemin hayatları ile yeğenimin ha- yatı arasındaki fark muazzam bir başarı ve bunun gerçekleşmesinin tek bir nedeni var. Sıradan kadınların bir araya gelip örgütlü bir ha- reket oluşturmuş ve bunun için savaş vermiş, işler zora girdiğinde bile savaşmaya devam etmiş olmaları.
Sayfa 169
Sen aşkın ne olduğunu bilir misin adaşım, sen hiç sevdin mi?.. Çoook desene! Sevgilin güzel miydi bari? Belki de seni seviyordu... Ve onu herhalde kucakladın... Geceleri buluşur ve öperdin değil mi? Bir kadını öpmek hoş şeydir, hele adam genç olursa... Yahut sevgilin seni sevmiyordu... O zaman ne yaptın? Geceleri ağladın mı?.. Ona sararmış
Sayfa 14 - DeğirmenKitabı okudu
Reklam
"Beni tehdit etmek cüretini gösteriyorsun, ha!" "Şayet senin gözünde bir hiç'sem, kaybedecek neyim olabilir ki?"
Sayfa 46
664 syf.
1/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
VAKTİNİ SEVEN OKUMASIN.
15 yaşında Wattpad'de bu kitabı okurken "Ne güzel kitap bee." diyip herkese övüyordum. Şimdi ise kendimden utanıyorum. Öncelikle kitap kıtlığı varmış gibi gidip bu 200 bölümden fazla yaklaşık 8 kitaptan oluşan bu seriyi okuduğum ve zamanımı böyle boş bir işe harcadığım için kendimden özür diliyorum. Ya hayır okurken neyin
Maça Kızı 8
Maça Kızı 8Dilara Pamuk · Artemis Yayınları · 20231,567 okunma
Yazık oldu Fedka'ya.
Fedka’nın başına bu olayın geldiği gün, ince, hızlı bir yağmur yağıyordu; her taraf, yer, gök, sıkıntılı, gri ve ıslaktı. Hepsi de aynı renkteki ağır yağmur bulutları koyu bir perde gibi tüm gökyü- zünü kaplıyor, bu bulutlardan eleniyormuşçasına sonsuz bir yağ- mur kederli sesler çıkartarak dökülüyordu. Çatının sacı ıslak ve kaygandı.
Sayfa 250
458 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.