“Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!” Virginia Woolf
SUS
OTUR
DİNLE
GEZME
GİYME
YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
Dostoyevski vs. Dostoyevski
Dövüş başladı. Kim yenecek? Raundların bitmek bilmediği bir zihin boksu izliyoruz. Hakem kim? O da Dostoyevski adında biri... Yeraltında gerçekleşen bu dövüşten
YouTube kitap kanalımda en çok abartılan kitap olan Gece Yarısı Kütüphanesi kitabını yorumladım: ytbe.one/ADxRNdYqvDk
Spiritüel yolculuklar, evrenle kurulan derin bağlar, insanın sonsuzluğu... EYVAH! Yoksa bu kitap Simyacı vol2 mi?
İncelemeye başlamadan önce yine şunu söylemem gerek. Bu incelemenin altına yazılan her yoruma karşılık
Sana hiç yazmadım ve şimdi çok zorlanıyorum. Bu dördüncü başlangıcım. İlkin sadece üç cümle yazabildim sana, sonrasında seni övdüğüm satırlar oldu, yırtıp attım o kağıdı da... Sen benim 13 yaşımın erkek kavramının en yücesi idin. Boyun o kadar uzundu ki, "baban kaç yaşında" dediklerinde, "90" dediğimi hiç unutmadım. Benimle
Sevgi Soysal, hoş geldin. Seni tanıdığıma çok memnun oldum. Bu 1k bana çok şeyler kazandırdı biliyor musun? İşte onlardan biri de sensin Sevgi Soysal...
Tante Rosa'yı okurken seni merak etmemek haksızlık olurdu. Meğer ne çok çekmişsin. O kısacık ömrüne ne çileler sığdırmışsın. 40 yaşında meme kanserinden ölmek! Nasıl bir haksızlıktır!
Bugün 450 milyondan fazla satmış, sayısız ödül almış, 8 sinema uyarlamasıyla gişe rekorları kırmış bir serinin, Harry Potter Serisi’nin, ilk kitabından bahsedeceğim: Harry Potter ve Felsefe Taşı. Kitabı tek kelimelik cümlelerle anlatmak gerekirse şöyle olurdu: Muhteşem. Olağanüstü. Harika. Süpper. Amazing. Magical vs.
Öncelikle Joanna Kathleen
Çocukluk yapma!
Çocuk musun sen!
Çocuktan betersin!
Bu yaptığını çocuk yapmaz!
Fark ettiniz mi, çocuk kelimesini ne kadar olumsuz bir kavram halinde kullandınız?
Yaşayanların en kusursuzları belki de.
Oysa birçoğunuz çocukluğuna hasret. İmkan verseler dönmek için elinizden geleni yaparsınız.
Var mı çocukluk gibisi!
Bir ön yargıyı yıkarak
Quasimodo,
Aşık olunamayan adam;
içinde yaşadığı çağ gibidir, çarpıktır, biçimsizdir, bir gözü kördür, sağırdır, sevgisizdir, ruhu karanlıktır. Uzaktan bakmak istersiniz. Acınasıdır ama sevilesi değil.Halktır.
Phoebus,
Aşık olmayan adam;
ün düşkünüdür, gösterişlidir, bencildir, kibirlidir, kan emicidir, vicdansızdır. Çekinilesi ve
~Huzursuzluğun kitabı ile
İlk defa Twitter'de tanıştım. Şu alıntıydı beni cezbeden " Ruhum gizli bir orkestra; bilemediğim çalgılar çalınıyor, kemanlar ve arpler, kudümler ve davullar içimde yankılanıyor. Kendime ancak bir senfoni diyebilirim. " Adeta bu satırlar beni kendine çekmişti. Ve çoğu yerde kendimi buldum
Fikret Dağlı / Yalnızlığın Yansıması
Kalabalıklar içinde koşturmacalı bir yaşam sürerken aynı zamanda çoğunlukla kendimizi yalnız hissediyoruz. Bu bazen tercih, bazen ise zorunluluk oluyor. Aslında tüm mesele dengeyi kurabilmekte. Yalnızlık aslında güzeldir ve insana bir çok şey katar. Düşünceler daha net duyulur, kararlar daha net alınır ama
Ne marketlerdeki çoğunluğu elde edip, boykotu becerebildik. Ne acıyı kendi memleketimizde evrenselleştirebildik. Suçun tamamı bizde mi? Evet.
Bugün 116. gün
Şempanzeler, birazcık eğitimle kısa süreli hafızalarını insanlardan daha iyi kullanırken bizler en temel şeyleri hem kendimize hem çevremize öğretemedik. Yani, şempanzeler bile bir şeyleri
Kitap okumanın eşsiz ışığı altında, satırlarda yepyeni heyecanlar arayan, karakterlerle sohbet eden herkese merhabalar . Yine şahane bir eserin incelemesiyle karşınızdayım. Bir kitaba inceleme yapmak için, okurken satırların arasından çıkamamak gerekiyor bence ve bu kitapta çok güzel bir yolculuğa çıktım.
Seveni de var sevmeyeni de, Marquez