6 Şubat depreminde tüm tuvallerim, kitaplarım, heykel çalışmalarım zarar görmüşken depremin ilk günü eve eşya almak için girdiklerinde o yağmurda incecik pijamalarımızla çıkmamıza rağmen kıyafet istemek yerine 'Emanet kitap o,onu çıkartın' dediğim kitap. Hep sorulur ya adaya düşsen hangi kitabı alırsın yanına, bir yangın çıksa kütüphanenden bir kitap kurtarma şansın olsa hangisi olurdu diye. Cevap olarak hep en sevdiğim kitabı söylerdim, Dorian Gray'in portresi. Ama gerçekte öyle olmuyormuş, bitirmek için çok zorlandığım defalarca yarım bıraktığım kitabı seçmiştim. Evet, o kitabı bitirecektim artık. Ve öyle de oldu,bitti.
Tek cümle ile kitaptaki duyguyu özetlemek istesem başlarda "takıntı" derdim ama artık "acıyı sevmek" olduğunu düşünüyorum. Pek çok kez Huzursuzluk kitabından aşina olduğumuz harese kavramı geldi aklıma, acaba oradaki deve bu hikayedeki Kemal olabilir miydi? Kanadıkça bunu sevmesi, yarasını daha çok kanatması...
Çukurcuma'ya gideceğim ama kitap bittikten sonra" dediğim için hiç uğramadığım semtte geçen bir kitap. Artık sıra Çukurcuma'da dolaşmakta :) 4213 izmariti yerinde görmek için Masumiyet Müzesinde başlayan devamında da Frank Art Studio, İRHM, Modern Sanat Müzesi ile devam eden bir rota.