Gece Görüşmesi
Ve O Sasirtici Yüz Konustu Benimle Pencerenin Öbür Yanindan Ve Dedi Ki: Hak, Açip Gözünü Gorenindir Ben Ürkütücuyüm Yitme Yitme Duygusu Gibi Ama Gene De Tanrim, Nasil Korkulur Benden? Sisli Çatilari Üstünde Gökyüzünün Hfif Ve Basibos Dolasan Bir Uçurtmadan Baska Hiç Bir Sey Olmayan Benden? Askimi, Istegimi, Nefret Ve Acilarimi Gece Ayriliginda
Papatya kütüphanesi yayınevi-1 Baskı sayfa -11-12-13
_Kadın üzerine yazı yazarken kalemi gökkuşağına batırıp, mürekkebi kelebek kanatlarının tozu ile kurulayacaksınız. _Herkesin vardır bir köpeği. Bakan, kralın köpeği; memur, bakanın köpeği; kadın, kocasının köpeği, ya da adam karısının köpeği. _Hakikati dinleyecek kadar güçlü olmadığınız için sıradan birisiniz. _Yetenek ve erdemin insanlara bir
Reklam
-nasıl da annene benziyorsun +Belkide onun şefkatini iyi taşıdığımdan -gözlerin... aynı onun gözleri +Çünkü tükenmişiz ikimizde -hele ellerin +Aynı solmuş parmaklar -Ama o yakıcı hiddet, yok o öfke annende +Doğru BABAMDAN aldığım tek şey bu yakıcı öfke
Sayfa 28 - PegasusKitabı okudu
Rüyam
Öyle karanlık bir yerdeyim ki nerde olduğumu tam olarak bende bilmiyorum ama bu zifiri karanlıkta tek başıma durmadan yürüyordum .çok uzaklarda bir kıvılcım kadar küçücük olan bir ışık görünmeye başladı, ben ışığadoğru yürüdükçe ışık biraz daha yakınlaşıyordu bana .yavaş yavaş aydınlığa çıkıyordum ama o kadar çok yorgundumki varacağım ışıkta dinlenmek istiyordum.ışığa yaklaştığımda ,sırtını bana dönmüş yaşlı bir adam duruyordu ,korkarak ... bakarmısın diye seslendim ve başını bana doğru çeviren adamın "babam olduğunu gördüm." Benimde senin yaşlarında bir oğlum vardı ama bir daha göremedim sanırım kayboldu kim bilir nerelerdedir" diyerek ve ellerini semaya doğru kaldırıp " Ey yüce Allah'ım onu zorda bırakma onu bana geri gönder" deyince, ben büyük bir çığlık atarak korku ile uyandım. belkide sevgili babamın duası kabul olmuştu.
Sayfa 45 - Yöneliş yayınları (zilan akademi )Kitabı okudu
Sabahattin Ali, İçimizdeki Şeytan: "İnsanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslenmek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır" Kitabın kapağında slogan gibi "Hayat ilerlemek kadar geride bırakabilmektir" yazdığını eminiz hepiniz fark etmişsinizdir. Belkide araba kullanmak gibidir hayat... Araba kullanırken aynadan arkaya bakar ancak hep ileri doğru ilerleriz. Bazen araba ile geriye gittiğimiz doğrudur ancak tek yönlü bir yolculukta sürekli geriye gitmek mümkün olmadığı gibi, geriye giderken gördüğümüz manzara ileride ne göreceğimiz hakkında bir bilgi vermeyebilir.
Sayfa 42 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Wollmar ve Edwin iki arkadaştılar; dünyanın telaşlı ve gürültülü koşuşturmasından uzak, sessiz sakin bir yerde birlikte inzivaya çekilmiş, yaşıyorlar ve burada felsefi düşüncelere ayırabildikleri geniş zamanlarını, kaderleri dahilinde hayatta karşılaştıkları ilginç olayları tahlil etmekle geçiriyorlardı. Mutlu biri olan Edwin, dünyayı neşeli bir
Reklam
Kötü niyetli biri olmak yerine , iyiliksever biri olmak türümüzün belkide tek doğru özelliğidir.
Asansörde yaşanan duygu patlaması hakkında tek kelime etmemişti.Ben etmeli miydim?Bunu konuşmalı mı yoksa hiç olmamış gibi mi davranmalıydık?Gerçek gibi görünmüyordu; hiçbir kısıtlamanın olmadığı ilk doğru dürüst öpüşmemdi.Zaman ilerledikçe bu tecrübeyi Kral Arthur efsanesi,kayıp şehir Atlantis gibi mitsel bir statüye yerleştiriyordum.Hiç yaşanmamış hiç var olmamıştı.Belkide herşeyi ben hayal ettim.Hayır! Öpüşüyle şişen dudaklarıma dokundum.Kesinlikle olmuştu ben artık farklı bir kadındım.Bu adamı umutsuzca istiyordum ve o da beni istiyordu.
Devam mı? Hep aşağıya doğru, öyle mi, aşağıya doğru! Meğer ölmek ne kadar iyiymiş, ölüm hiç de dayanılmaz bir şey değil sanırım. Ölüme dayanamadığı için geri gelmiş tek kişi yok ki. Belki de çok hoş, ölüm; belki de hayattan daha hoş. Belki de..
“ Ömer! Seni bırakıp gidiyorum. Bunun bana ne kadar acı geleceğini ,hayatta senden başka hiç kimsem olmadığını bilirsin… Seninde benden başka kimsen olmadığını biliyorum. Buna rağmen seni bırakıp gideceğim… Emine teyzelerin evinden çıkıp senin arkana takılarak geldiğim günden beri bunu böyle olacağı hakkında içimde garip bir korku vardı… Bunu
Reklam
"Nasıl da annene benziyorsun belkide onun şefkatini iyi taşıdığımdan Gözlerin aynı onun gözleri çünkü tükenmişiz ikimiz de Hele ellerin aynı solmuş parmaklar ama o yakıcı hiddet, yok o öfke annende doğru babamdan aldığım tek şey bu yakıcı öfke."
Kitabın sonlarına doğru..
Ancak hayvanlar hiçbir zaman umudu elden bırakmıyorlardı. Dahası, Hayvan Çiftliği'nin bir üyesi olmanın onurunu taşıdıklarını bir an için olsa bile unutmuyorlardı. Bütün ülkede-İngiltere'de-hayvanların sahip olduğu,hayvanların kendilerinin işlettiği tek çiftlik onların çiftliğiydi. İçlerinden biri bile, en genci bile, yirmi, otuz kilometrr
Sayfa 101 - Eksik Parça RomanKitabı okudu
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.