Ahlak ve töre kurallarına duyduğu inanç, bağrının ta derinliklerine kök salmıştır.O ,inançlı Hristiyanlara karşı cephe almış olsa bile, için için gene bir Hristiyan; ahlaklı,edepli bir Hristiyan olmayı sürdürmektedir. O ,hâlâ daha, biçimsel olarak Hristiyanlığa bağlı ahlâklı ilkelerinin esiridir ve inancın etkisindedir. Ona göre tek eşlilik kutsal sayılır ve örneğin iki kadınla evlilik hayatı yaşayan erkek suçlu kabul edilerek cezalandırılır, yakın kan bağı olan akrabasıyla cinsel ilişkiye giren suçlu muamelesi görür ve acı çeker. Böyle olmasını kabul edenlerin başında da,devlet işlerine dinin karıştırılmaması gerektiğini, vatandaşlık bakımından Yahudi'nin de Hristian'dan farksız olduğunu savunanlar ve bu uğurda bağırıp çağıranlar gelir. Tek eşlilik ve kan bağı olan kişiyle cinsel ilişkide bulunma meseleleri, din öğretisinde belletilen kurallardan değil mi? Hele bu kurala bir dokunun ve erdemli insanın da aslında inancı savunan bir cengâver olma konusunda II. Filip ya da Krummacherden geri kalmayacağını tecrübeyle öğrenin.