Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ruh bedenden kilometrelerce öteye gidebilmesine rağmen Beden ağır kalarak dengeyi sağlamakla ustalığını sergiliyordu Her şeyde bir denge ve ahenk olması düzeni koruyan mekanizmanın kendisiydi Lakin;ruhun özgürleştirildiği anlar da yok değildi Olmak istediği yerde bir saniyeliğine bile kalması Kendisine verilen bir ödüldü aslında Hatta bu eylemi sorunsuz sergilemenin mükafatıyla sahip olduğu bedene tekrar dönmesi de mucizenin apaçık var olduğunu gösteren bir delildi Aklın ve ruhunla burada ol! Her zaman olmuyormuş işte anlıyoruz Bazen yaşayarak bazense yaşatarak Ruhun neredeyse sen de oradasındır aslında.. İnsanı bir et yığını olmaktan kurtaran sistemlerin en güzelinin ilk çivisini bir nefes serüveni başlattı Kudret sahibinin verdiği ülfet değerlerin en üstünüydü Her bir hücreye verilen kopya ile mananın sırrı şifrelendi Yaşama sadece mantık ile değil gizli manalarla bakma öğretildi Hakkı verilmeye çalışılsa da en mahrem güzellikler zamanla  hasletlerini yitirmeye başladı Özlem duydukça da bedendeki çürüme ve tahribat onarılmamak üzere Ta ki sevgiliye kavuşma anına kadar devam edecekti... 4/9/2023 Pınar PEKĞÖZ
.... Siyasi İslam’ın Atası: Osmanlı Uleması Yalnız Olan Yozlaşır Sizce neden yozlaşan inançlar dünyanın her yerinde aynı etiklere sebep oluyor? Aslında anlaşılması güç değil, güç yozlaştırır. Şimdilik dünyayı bırakalım da son günlerde özellikle de sosyal medya fenomenleri sayesinde tekrardan alevlenen “Siyasal İslam” tartışmalarının özüne
Reklam
Yani eş seçimimizi ve ilişkimizin içeriğini kişilik özelliklerimiz belirler. İlişkilerimizde olumlu ya da olumsuz yönlerimize en fazla benzerlik gösteren partnerleri buluruz. Örneğin geçmişimiz bize, fazla bağlanmadan yaşanan fiziksel yakınlaşmaların bizim için en doğrusu olduğunu öğrettiyse, tam bu kalıba uygun birilerini kendimize çekeriz.
İlkbahar yeşilliğine bürünmüş olan doğadaki her bir yaprağın şeklini kâğıda dökebilirim, şimdi sonbaharda bile kestane çiçeklerinin tozlu, yumuşak kokularını hissedebiliyorum; yani o saatleri bir kez daha hayal ederken bunu onları kaybetme korkusuyla değil, tekrar kavuşma sevinciyle yapıyorum.
Doğum/Ölüm Günleri
Dün ablamın doğum günüydü. 10 gün öncesi de ölüm günü. Ablamı son hatırladığım yaşım 3,5. Sonrası camlara vuran “anne” , kalabalık ev, yanındaki kuzeniyle üçlü koltukta otururken şaşkın bakışlarla etrafa bakan küçük kız çocuğu… Neler olduğunu asla anlayamadığı ama bambaşka şeylerin yaşandığını sezebilmiş küçük bedenli ruh… Çocuk kalbimin şaşkınlığını ve havada asılı kalmışlığını asla unutmamıştım. O sahnedeki boşlukta olma hali 10 yıllarca peşimden gelmişti ta ki ben onu yakalayıp tekrar ruhumun iskemlesine oturtana kadar… Bir anlık kayboluşun insanın bir ömrüne mal olduğunu öğrenmiştim. Kendi kaybımı çok aradım, dağınıklıklarımı derledim topladım bin şükür… Dün doğum günüydü ablamın. 13 nisan 1975… Nurdan ablam vefat ettiğinde 12 yaşındaydı. Ve ben onu 3.5 sene görmüş olsamda unutmuyorum…. 🥺 cennette kavuşma duasıyla… Bu da böyle kalbimden dökülenler oldu… paylaşmak istedim belki de paylaştıkça yara sağalır düşüncesiyle… Kalın sağlıcakla… Çiğ’
Yani o saatleri bir kez daha hayal ederken bunu onları kaybetme korkusuyla değil,tekrar kavuşma sevinciyle yapıyorum.
Reklam
256 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Alex Schulman farkını hissettiğimiz ve uzun zamandır merakla beklediğim o kitapHer zamanki gibi o kadar yalın, sakin, hatta rutin ve basit bir şekilde ilerliyorki sanki herhangi birinin öylesine bir günlüğünü okuyormuş gibi hissettiriyor. “Ne var acaba?”, “Amaan bir şey yaşamamış işte.”, “Sizi gidi İsveçliler, öyle yüksek standartlarda
Malma İstasyonu
Malma İstasyonuAlex Schulman · Timaş Yayınları · 202472 okunma
Freud şunu öne sürer gibidir; Ağız, bedende emdiği diğer bölgelerin aksine, kendi aldığı hazzı çok iyi tanıdığı için, aynı narsisist mantıkla bir başkasının dudakları aracılığıyla o tuhaf tekrar kavuşma durumunu arar.
Sayfa 125Kitabı okudu
Bir kez daha hayal ederken bunu onları kaybetme korkusuyla değil, tekrar kavuşma sevinciyle yapıyorum.
Sayfa 3 - Kültür yayınlarıKitabı okudu
Her ayrılık bir kavuşma , Kendi içine Duygularına Mantığına Kafandaki insanlara yeniden Hayata bakışına Gelişimine Doğrularına, yanlışlarına 'Ben buyum işte 'lerine Değişmez sandığın huylarına Asla' larına Kabul edişlerine Yaşamaya tekrar tekrar başlamak her an...
Reklam
Bir mektup,
Zarfi açtım. Mahizerin önü ve arkası inci gibi harflerle dolu tek yapraklık mektubuna baktım. Aşk, diyordu, acı, yara ve bellek diyordu. Bildiğim sözcükleri peş peşe sıralıyor, her sözcükte bir burgaç yaratıyordu. Pişmanlık, gözyaşı, öfke, ayrılık, gözyaşı, pişmanlık, unutmak, affetmek, kader, ölüm, yalnızlık, kader, pişmanlık, gözyaşı ve unutmak diye tekrar tekrar yazıyor, bir söylediğini birkaç satır sonra bir daha söylüyordu. Yakın ile uzağı, yaşam ile ölümü, kavuşma ile ayrılığı birbirinin yerine kullanıyordu. Başka zaman ve başka yerde bu sözcüklerin anlamını biliyordum, ama Mahizer'in dediklerini anlamıyordum.
Sayfa 200Kitabı okudu
Hayat Ciddiyet Bozulana Kadar Bekler
"Kavuşamayacağın insanlar Ve o insanlara bağlanma ensititüleri Sığamayacağın evlerden bahsedilir Uyuyamayacağın yataklardan Damarlarından geçen kavuşma sözleri yetersiz Anlatamayışlar Sonra da bir gün tekrar gitmekten bahsedilir Köşeye sıkışmış hissedersin Çaresizliğin odandaki eski koltuğa bağlar seni Bütün kovalamaların Yanlız kaldırılan bütün kadehlerin Tahammül etmek zorunda kaldığın bütün embesillerin Bir sonu olduğunu söyler sana Kaybetmekle tehdit eder Gururunun el süremediği masum anılar Vedalar dönene Anlatamayışlar vezgeçişlere kadar Bırakmalar hiçbir şeyin kalmayıncaya Tehditler ise ölüme kadardır Hayat ciddiyet bozulana kadar bekler."
Sayfa 24 - Doğan kitapKitabı okudu
766 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.