Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
236 syf.
9/10 puan verdi
Soru yığınına merhabaaaa!!
Günlerdir beni içine alan bir kitaba inceleme yazmak oldukça zor. Bu zorluğun sebebi kafamın içindeki yoğun düşünceler ve karmaşa. Belirtmemde fayda var ki ufak tefek spoiler (ne tiksinç bir kelime) olabilir. İncelememi uzun olduğu için biraz iki kısma ayırdım. İlk kısım yazar ve eserleri, Solaris filmleri ile ilgiliyken ikinci kısım ise benim
Solaris
SolarisStanislaw Lem · İletişim Yayınevi · 20181,122 okunma
Edgar Allan Poe: üzerine bir inceleme.
şair, yazar, editör ve edebiyat eleştirmeni. Çoğunlukla şiir ve kısa öykü yazdı. Eserlerinde hayatın ve insanların karanlık yönlerini dile getirmiştir. Gotik edebiyatın ve kısa öykünün en önemli temsilcilerindendir. Kısa öykünün teorik yönünü oluşturmuştur. Canlı söz sanatları ve ses efektleriyle garip karakterlerinin farklı zihinsel durumlarını
Reklam
155 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Cevap Hep Aynı Yerde
1905 Avusturya doğumlu olan yazar II. dünya savaşında esir düşmüş, ailesinin katledilmesine rağmen hayatta kalmayı başarabilmiştir. En ölümcül Nazi Kamplarındaki insalığa dair anlattığı acılar, büyük trajediyi tekrar hatırlatacak. Yazar tüm o acıları anlatırken o anı yaşayanları acındırmamaya ayrı bir özen göstermiş. Varoluşsal boşluk nedir? Bütün hayatın bir anlamı nedir, gibi sorulara yaptığı nokta atışları çok güzel bir ders niteliğinde. Beklenti Kaygısı, Arzu düşüncenin babası, Korku olayın Anası’ gibi söylemleri açıkladığı sayfalar çok etkileyiciydi. ‘’Zevk bir yan etki veya yan üründür ve öyle kalmalıdır. Aşırı niyet ve aşırı dikkat ölçüyü bozabilir’’ örnekleri ve tespitleri müthiş cümlelerdi. Bir çok etkileyici cümlelerden bir tanesini yazarak bitirmek istiyorum. ‘’Sahibinin sesini tekrarlayan papağanlar yetiştirmek yerine, meşaleyi; bağımsız, Hünerli, Yaratıcı,Yenilikçi,Özgür ruhlara teslim etmeliyiz’’. Herkese iyi okumalar.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,1bin okunma
Her ne kadar çekilen acıların yanı sıra sahip olu­nan sınırlı sayıdaki mutluluk yaşamı bir miktar katlanılabilir kılsa da yaşam önemli bir iyilikten yoksundur: Anlam. Tüm acılara katlanılabilir, tüm olumsuzluklara cesaretle göğüs gerilebilir ve bizden sonrakilerin de göğüs germesi sağlanabilirdi şayet tüm bunların bir anlamı ve amacı olsaydı...
Sayfa 38 - VAROLUŞUN NEDEN OLDUĞU ACILARA KARŞI BiR ÇÖZÜM ÖNERİSİ - MERT ALTINTAŞKitabı okudu
1064 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
14 ciltlik Zaman Çarkı serisi, ilmek ilmek dokunan epik evreni, her biri ayrı bir derinlikle işlenen renkli karakterleri, ışık ile karanlığın epik mücadelesini temel alan zengin ve çok boyutlu kurgusu, sıradan yaşantılara sahip insanların üstlendikleri roller ile şekillenen kahramanlık hikayeleri, zorlayıcı deneyimler ve acılar ile şekillenen
Işığın Anısı
Işığın AnısıRobert Jordan · İthaki Yayınevi · 2013388 okunma
"Bilimsel olarak değerlendirildiğinde, birey, kendini sonsuza değin tekrarlayan bir birim, hatta alfabenin bir harfi ile adlandırılabilecek bir şeydir. Diğer yandan, bireyi anlamak için onu bir bilim adamının gönülden bağlı olduğu tüm kabul gören düşüncelerden ve kurallardan kurtararak, eşsiz bir birey olarak görmek, onu araştırmalarının tek gerçek ve en üstün nesnesi yerine koymak gerekir. Herkesten önce, bir doktor bu çelişkinin farkında olmak zorundadır. Bir yanda, bilimsel eğitiminin istatiksel verileri ile donanmıştır, öte yanda, özellikle ruhsal acılar içinde kıvranan hasta bir insanı tedavi ederken, onu bireysel olarak anlama görevi ile karşı karşıyadır. Yaklaşım ne kadar şematik olursa, hasta -haklı olarak- o kadar direnç gösterir ve tedavisi o kadar tehlikeye girer. Psikoterapist, ister istemez, hastasının bireyliğini (başkalarına benzemeyen kişiliğini) temel bir gerçek olarak görmek ve tedavi yöntemlerini buna göre ayarlamak zorunda hisseder kendisini. Bugün tıbbın tüm alanlarında, bir doktorun görevinin soyut bir hastalığı değil, bir hastayı tedavi etmek olduğu kabul edilmektedir."
Reklam
167 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitap inceleme Yazısı Kitap Adı: Nar Çiçekleri Yazarı : Mehmed Uzun (1953- 2007) Yayıncı : İthaki Yayınları Baskısı : 26. Baskı/ Kasım 2018/ 167 Sayfa Barkodu: 9789752732339 Kitap inceleme yazılarımda hiçbir zaman eserin özetini çıkarmayı tercih etmiyor ve alıntı paylaşmıyorum. Okuyunca içeriği görecektir zaten okur. Ben anlatımın
Nar Çiçekleri
Nar ÇiçekleriMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20123,948 okunma
"Metapsikoza inanmak lazım!.."
-"Devam etmek demek yaratmak demektir... Yalnızca paylaşılmayan acılar bizi yıkabilir. Ruhun ölümsüzlüğü bir mitosdan ibaret değil. Metapsikoza inanmak lazım. Yine de bir ayırım gerekli: bir kısım insanların düşüncesi etraflarını yansıtan bir aynadır, onlar başkalarının kaydettiklerini bıkmadan tekrarlayan plaklar gibidirler; ruhları yoktur, üstün zekâlı hayvanlardan pek az daha mükemmel mekanizmalardır; dünyaları vücutlarıyla sınırlıdır ve vücutlarıyla beraber yok olurlar. Bir kısım insanlarsa kendilerini aşarlar ve kendilerini fedâ etmesini bilirler, bir fikre, bir dâvaya adarlar kendilerini, anıta, olaya, kitaba dönüşürler; ruhları ışık ve sevgi kaynağıdır; ruhları tabiat gibi devamlı verimlidir ve tabiat gibi ölümsüzdür. Bu ölümsüzlük tabii ki, beşeri olan herşey gibi, nisbî, ama yeterli ve teselli ediyor. Neden yalnızlık bizi ürkütüyor. Ürkütüyor, çünkü sonsuzluğun başlangıcı gibi geliyor bize ve sonsuzluğun karşısında kendimizi kolumuz kanadımız kırık ve bomboş hissediyoruz, öldükten sonra da yaşamak için tanıklar istiyoruz... Çoğu hiç de orijinal olmayan bu düşüncelerle şu sayfaların bekaretini bozmak neye yarar? Kim beni okuyacak? Benzerlerime iletecek hiçbir önemli mesajım yok. Bir vahşi gibi yaşadım, herhangi biri gibi acı çektim. Hayatımda hiçbir fevkalâde olay yok: önemsiz hayâl kırıklıkları, gerçekleşmemiş rüyâlar, yerine getirilmemiş projeler...
Aile, toplum, kültür, adam…
Her bedenden, her zamandan, her coğrafyadan, her yaşayıştan kadının türlü acısını taşıyorum ruhumda. Güzel de olsa çirkin de, zengin de olsa fakir de, cahil de olsa bilge de bir kadın, olaylar, kişiler, zamanlar, mekanlar değişse de hiç değişmeyen ve sürekli kendisini tekrarlayan acılar bunlar. Bu acıları bize çektirenler, bu adamlar değil. Bu acıları bize çektirenler ailemiz ve toplum, bu acıları bize çektirenler, kültür; o adamlar hem buna yaslanarak hem de bundan dolayı böyle davranıyor bizlere.
"Reenkarnasyon doğru mudur bilmiyorum ama ölüme yakın deneyim araştırmalarındaki benzer bulguları hatırlıyorum yeniden. Bedenimizin her noktasını kendimiz seçiyorsak anne karnında, önceki hayatlarımda tecavüze uğramış bir kadın olarak kendime böyle kalın bir koruyucu kalkan seçmiş olmamı doğal buluyorum. Üstelik, rahmim de kapalı doğuştan. Cenin pozisyonunda kıvrılıp uyuyor gibi. Uyanmayı ve kendisini açmayı hiç istemiyor gibi. Ailemdeki hiçbir kadında olmayan özellikler bunlar. İlginç olan ise şu. Siz bedeninize etten bir duvar da örseniz dış tehditlerden korunmak için, aldığınız önlemler yine sizi vurmak için size karşı birer silaha dönüşüyor, eğer kadınsanız. Mesele bu duvarın ne varlığı ne yokluğu, ne inceliği ne kalınlığı; bunların her biri bahane oluyor insanlar sizi ve bedeninizi özne değil de nesne olarak görünce. Her bedenden, her zamandan, her coğrafyadan, her yaşayıştan kadının türlü acısını taşıyorum ruhumda. Güzel de olsa çirkin de, zengin de olsa fakir de, cahil de olsa bilge de bir kadın, olaylar, kişiler, zamanlar, mekanlar değişse de hiç değişmeyen ve sürekli kendisini tekrarlayan acılar bunlar. Bu acıları bize çektirenler, bu adamlar değil. Bu acıları bize çektirenler ailemiz ve toplum, bu acıları bize çektiren, kültür; o adamlar hem buna yaslanarak hem de bundan dolayı böyle davranıyor bize."
Reklam
628 syf.
2/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Daha öncede Srebrenitsa katliamı ile ilgili kitaplar okudum. Yani bu katliamın ne kadar acımasız, ne kadar kötü olduğunu biliyorum… Bunları yaşayan müslüman kardeşlerimin yaşadığı acılar gerçekten insanı dehşete düşürüyor.. Ama gerçekliğini geçersek bence kitabın derinliği yoktu çok sığ anlatımlıydı. 600 sayfa olmasına gerek bile yok.. Sürekli tekrarlayan diyaloglar, konuşma metinlerinde devrik cümleler kitap bir an önce bitsin diye hızlı hızlı can çekişe çekişe okudum. Yani okumak isteyenler bir daha düşünsün tavsiye etmem
Meyra
MeyraSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 20195,6bin okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
Kitap, Werther'in arkadaşı Wilhelm'e yazdığı mektuplardan oluşmaktadır. Mektuplar genellikle Werther'in tekrarlayan içsel bunalımları ve hatta çelişmelerini barındırıyor. Yaşadığı karşılıksız ve imkansız aşk sonucu kendini yalnız ve acılar içinde hisseden dünyadaki tek kişi olduğuna inandırıp, bu durumu bir saplantı haline getiren Werther,
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,3bin okunma
"İlginç olan ise şu. Siz bedeninize etten bir duvar da örseniz dış tehditlerden korunmak için, aldığınız önlemler yine sizi vurmak için size karşı birer silaha dönüşüyor, eğer kadınsanız. Mesele bu duvarın ne varlığı ne yokluğu, ne inceliği ne kalınlığı; bunların her biri bahane oluyor insanlar sizi ve bedeninizi özne değil de nesne olarak görünce. Her bedenden, her zamandan, her coğrafyadan, her yaşayıştan kadının türlü acısını taşıyorum ruhumda. Güzel de olsa çirkin de, zengin de olsa fakir de, cahil de olsa bilge de bir kadın, olaylar, kişiler, zamanlar, mekanlar değişse de hiç değişmeyen ve sürekli kendisini tekrarlayan acılar bunlar. Bu acıları bize çektirenler, bu adamlar değil. Bu acıları bize çektirenler ailemiz ve toplum, bu acıları bize çektiren, kültür; o adamlar hem buna yaslanarak hem de bundan dolayı böyle davranıyor bize."
Sayfa 84 - Eksik Parça Yayınları
484 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Tek kelimeyle muhteşem !...
Zülfü Livaneli’nin hemen hemen bütün kitaplarını okumuş biri olarak anlatım bakımından farklı toplumları ve kültürleri kuvvetli kalemiyle harmanlandığı ve beni yine yeniden hiç şaşırtmayan bir roman oldu Serenad!...Üstada saygı ve selamla incelememe başlıyorum... Öncelikle kitabın bir
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136bin okunma
Her bedenden, her zamandan, her coğrafyadan, her yaşayıştan kadının türlü acısını taşıyorum ruhumda. Güzel de olsa çirkin de, zengin de olsa fakir de, cahil de olsa bilge de bir kadın; olaylar, kişiler, zamanlar, mekânlar değişse de hiç değişmeyen ve sürekli kendisini tekrarlayan acılar bunlar. Bu acıları bize çektirenler bu adamlar değil. Bu acıları bize çektirenler ailemiz ve toplum. Bu acıları bize çektiren kültür. O adamlar hem buna yaslanarak hem de bundan dolayı böyle davranıyor bize.
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.