Schopenhauer: “Ne zaman öğreneceğim... opera için teleskop, tavşan avı için havan topu ne kadar fazlaysa, günlük hayat meseleleri için de... benim aklım ve ruhum o kadar fazla.”
Osmanlı Türklerinin maymunları donanmada görevlendirdikleri, bu hayvanları gemilerin serenlerine çıkartmak suretiyle gözcülük yaptırdıkları eskiden beri bilinmektedir. Akdeniz’i Türk gölü haline getiren Osmanlılar, özellikle II. Bayezit’ten sonra gemicilik sanatıyla, deniz seferlerinin incelikleriyle daha fazla meşgul oldular. Bu arada, uzağı
Gök bilimciler yirminci yüzyılın sonlarından beri evrendeki görünür maddenin (yıldızlar ve gazlardan toz bulutları ve gezegenlere kadar) görünmez ve aynı zamanda şeffaf olan maddenin yanında azınlıkta kaldığını biliyorlar. Karanlık madde varlığını yalnızca kütle çekim etkileri üzerinden belli ediyor. Bunlar ilk olarak 1930'larda kümelerin içinde yörünge çizen galaksilerin davranışları üzerinden tespit edildi ve 1970'lerde Samanyolu'ndaki yıldızların dönüşleri üzerine yapılan çalışmalar sayesinde varlıkları doğrulandı.
Karanlık madde şaşırtıcı bir biçimde evrendeki tüm kütlenin yüzde 84,5'ini oluştursa da, gök bilimciler onun ne olduğuna dair çok az şey biliyorlar. Genel olarak küçük, soğuk ama özünde gezegenler, soğuk beyaz cüce yıldızlar gibi (diğer adlarıyla "kara cüceler") normal cisimlerden oluştuklarını iddia eden ilk teorilerden biri büyük ölçüde yok sayılmıştır. Gök bilimcilerin çoğu karanlık maddenin WIMP (zayıf etkileşimli, büyük kütleli parçacık) diye bahsedilen, bilinmeyen, anlaşılması zor atomaltı parçacıklarından oluştuğu ve muhtemelen bir teleskop yerine parçacık fiziği laboratuvarında keşfedileceği konusunda artık hemfikirdir.