Laikliğin Hıristiyanlığa özgü bir durumu olduğunu ve Müslümanlıkla bağdaşmayacağını öne sürenlerin kullandıkları temel gerekçenin şu olduğunu biliyoruz: "İslam dini sadece din işlerini değil, devlet işlerini ve özel hukuk alanını da düzenlemektedir. Öyleyse Müslüman bir ülkede laiklik olamaz."
Oysa bu sav, daha çıkış noktasında, sanıldığı kadar doğru değildir. Müslümanlık, siyasal sistemle (yönetim biçimiyle) ilgili ayrıntılı kurallar getirmediği gibi, özel hukuk alanını da ayrıntılı bir biçimde düzenlememiştir. Kuran'da hukuksal hüküm niteliğinde sadece elli kadar ayet mevcuttur. Gerisi ahlak kurallarıdır. Bu kadar az hukuk kuralının Hz. Peygamber zamanında bile yetmediğini, Kuran dışı birçok yeni kural konduğunu biliyoruz. "Şeriat" denilen din hukuku, sadece evlenme boşanma ve nafaka gibi konuları, yani aile hukukunu içeriyordu. O konuda bile Kuran, sadece ana hükümleri koyuyor, ayrıntı getirmiyordu.
Üstelik Hz. Muhammed zamanında bile, Kuran'daki hükümlerin aynen uygulanmadığı oluyordu. Örneğin Peygamberin kendisi, bir borcu öderken, üstüne faiz anlamına gelebilecek bir ek yapmıştır. Hz. Ömer, savaş ganimetlerinin bölüştürülmesi ile ilgili bir Kuran hükmüne uymamıştı.
"Ben manevi miras olarak hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar. Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin."
"Ben, manevi miras olarak hiçbir dogma, hbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar. Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin."
Temel kural basitçe şu: Dünya' da aklı başında görünmek istiyorsanız doğru yerde olmanız, doğru kıyafetleri giymeniz, doğru şeyleri söylemeniz ve doğru çimlere basmanız gerekiyor.
Hikaye yazmak için bilinmesi gereken iki temel kural vardır. Birincisi, anlatacak bir hikayenin olması. İkincisi, okuyan kişinin bunu yaşadığını hissetmesini sağlamak.
Temel kural basitçe şu: Dünya'da aklı başında görünmek istiyorsanız doğru yerde olmanız, doğru kıyafetleri giymeniz, doğru şeyleri söylemeniz ve doğru çimlere basmanız gerekiyor.
“Hikâye yazmak için bilinmesi gereken iki temel kural vardır,” dedi. “Birincisi, anlatacak bir hikâyenin olması. İkincisi, okuyan kişinin bunu yaşadığını hissetmesini sağlamak.