TAOCULUK Çin kökenli dinî-felsefî sistem. Taoculuk (Taoizm, Daoizm), Konfüçyüsçülük’le birlikte 2000 yıldan fazla bir süredir Çin’de hayatın her alanını biçimlendirmiş iki büyük yerel dinî-felsefî sistemden biridir. Temelinde “yol” mânasında tao (dao) kavramının yer aldığı Taoculuğun Çince karşılığı Dao-cia’dır (yolun nesli). Kökeni eski Çin
Kim Jong Il - Juche Özgün Bir Felsefedir
Son zamanlarda bazı sosyal bilimcilerimizin Juche felsefesini açıklarken Partimizin fikrine aykırı yanlış bir görüş ifade ettikleri ve bu görüşün yurtdışında da yayıldığı yönünde bir görüş ortaya atılmıştır. Bu sosyal bilimciler, Juche felsefesinin temel ilkelerini, toplumsal hareket yasasını açıklığa kavuşturacak şekilde açıklamak yerine, hala
Reklam
Bundan sonra söz size kaldı.
Kitaplar insanlığın tarih boyunca biriktirdiği bilgi ve deneyimlerin en önemli taşıyıcılarıdır. Onlar bizlere farklı dünyaları yaşamları ve düşünceleri tanıtarak empati kurmamızı bilgi sahibi olmamızı ve eleştirel düşünmemizi sağlar. Ancak son zamanlarda 1000kitap da yaşanan bazı tartışmalar bu evrensel değerin ne kadar önemli olduğunu bir kez
Arz-ı Mev’ud gerçek mi yoksa efsane mi? Günümüzde İsrail devlet aygıtını kontrol eden yapının, Tora’da geçen efsaneleri kasıtlı olarak entegrist ırkçı ve anakronik bir mantığa büründürdüğü; Filistinlileri, Amalek ile özdeş kıldığı ve onları şeytanlaştırdığı açıktır. Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak / Kütahya Dumlupınar Üniversitesi
Bir toplumun düşünce biçimini anlamak için, bilinçaltında kalan ve kuşaktan kuşağa aktarılan söylencelerini bilmemizin gerekmektedir. Ömeğin yeni doğum yapmış kadına neden kırmızı eşarp bağlandığını, albasmasının ne olduğunu, ya da neden rüyada saç kesmenin ölüm olarak yorumlandığını anlamak için Türk Mitlerini de bilmek gerekir. Mitolojiler ile bağlantılı bütün imgeler ve simgeler topluluğu, gerçekte o toplumun bilinçaltının kalbidir ve bilinenden çok daha önemli işlevlere sahiptir. En önemli ve temel işlevi bilinci- mizi evrimleştirmek, Tanrıyla bütünleşmek ve ufkumuzu sonsuzluğa açmaktır.
Günümüz evlilikleri neden eskisi kadar tatmin edici değil?
"Bu soruyu cevaplamak için Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini kullanan evlilikte boğulma teorisine başvurabiliriz. Bu teoriye göre evliliğin doyurucu olması o evlilikten hangi ihtiyacımızın karşılanmasını beklediğimize bağlıdır. 100 yıl öncesine kadar insanların bir evlilikten beklentileri daha çok temel ihtiyaçlar ile sınırlıydı. Yeme içme barınma ve üreme gibi biyolojik ihtiyaçların karşılanması bir kişinin evlilikten beklentilerinin karşılanması anlamına geliyordu. Kadınların ekonomik özgürlüklerini sağlamasından sonra günümüzdeki evliliklerin konumu Maslow'un piramidindeki daha üst alanlara kaymaya başladı. Teorideki ifadesi ile evliliğin piramitteki bağımlılık bölgeleri (marital dependence zones) değişti. Bu da artık evliliklerin ihtiyaç temelli olmasından çıkıp partner temelli olmasına yol açtı. Artık evlilikler için eşlerin arkadaşlığı ve birbirine olan ilgisi çok daha önemli bir konumda. Bu dönüşüm sadece bekar ve boşanmış kişilerin oranlarının artması değil aynı zamanda evliliğin bireyler için artık daha merkezi bir konumda olması anlamına da geliyor çünkü evlilik fizyolojik ihtiyaçlarımızı gideren bir kurumdan çok kendimizi gerçekleştirmemizi ve ihtiyacımız olan sosyal desteği sağlayan en önemli kaynak haline geldi."
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.