Hiçbir zaman açıkça dile getirilmese de insan yaşamının değerine ilişkin sorunlar, zihinlerde yol almayı sürdürdü. Bu sorunlar, Batı uygarlığının son on beş - yirmi yılında, depresif hatta mazoşist genel havanın oluşmasında büyük ölçüde etkili oldu.
İnsan geçmişi düşününce çoğu zaman yanıltıcı olsa da belli bir determinizmin var olduğu izlenimine kapılıyor.
Reklam
Toplum bireylerinin belli bir dönemde benimsediği en yaygın dünya görüşü, o toplumun ekonomisini, politikasını ve törelerini de belirler.
Büyük Patlama Kuramı'na göre bugün gözlemlediğimiz evren yaklaşık 13,8 milyar yıl önce uzayın hızla genişlemeye başlaması sonucunda oluştu. Zaman ilerledikçe genişleme ile beraber sıcaklık ve yoğunluk giderek azaldı. Önce proton, elektron, nötron gibi temel parçacıklar; daha sonra atomlar ve moleküller; sonra da yıldızlar gezegenler ve gök adalar oluşmaya başladı.
Tanrı, büyük patla­ma sırasında makroskobik dünyayı sadece üç uzaysal boyut ve bir de zaman boyutuyla yaratmış. Ama bu daha yüksek boyutların var olmadığı anlamına gelmez. Mikro ölçekte, daha doğrusu kuantum diyarında, boyut sayısı yediye kadar çıkar. Buna dört boyutlu makroskobik etmenler de eklenin­ce, temel parçacıklar on bir boyutlu uzay zamanı içerisinde kalıyor...
Sayfa 342 - Cixin LiuKitabı okudu
Gerçeğin Oluşumu
Werner Heisenberg, “Atomlar veya temel parçacıklar dahi gerçek değildir; olasılık ve olabilirlik dünyasını oluştururlar” diye yazmıştır. Sanki hayat ile ölüm arasındaki “süperpozisyon” denen arafta gibiler ve sadece gözlendiklerinde tanımlanabiliyor ve gerçek bir varlık kazanıyorlar. Çift yarık deneyinden yola çıkarak genellemeye gidilirse atomun, Einstein’ın deyimiyle yarı hayaletimsi bir dalga biçiminde var olduğu söylenebilir ama gözlendiğinde, fizikçilerin “dalga fonksiyonunun çöküşü” adını verdikleri şey meydana gelir. Süperpozisyon durumundaki hayalet dalga çöker ve bir anda gerçek bir parçacığa dönüşür.
Sayfa 189Kitabı okudu
Reklam
447 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.