1000kitap uygulaması ne zamandır kitap okumayı seven insanların rahat bulduğu bir ortam olmaktan çıktı. Alelade bir sosyal medya uygulamasına döndü. Her yerde reklamlar. Para ver tik al. Bozulmayacak bir sistem var mı şu dünyada?
Bırakın, bırakın efendim her şeyi. Şuradaki güzelliği seyredin. Aşka bakın. Nasıl da mutlu insanoğlu doğayla? Şu koskoca hayvan nasıl da mutlu?
Şimdi soruyorum:
Bir tek biz mi merhametliyiz?
Sadece insanoğlu mu sever?
At!..
İnsanın yaratılışından itibaren yoldaş olmuş mucizevi dost.
Onun için ne şiirler, ne kitaplar yazabiliriz ki?
Konuşabilsek ne diyebiliriz ki ona?
Ayrılmamalıydık. Gitmemeliydik bu sonbahardan. Hüznü de mutluluğu da bizimdi çünkü. Alıp götüremezdik ya onları da. Ne olur geri dönelim. Başka mevsim uymaz ömrümüze.
Elbette hepimizin merak ettikleri var bu hayatta. Arıyoruz. Ama neyi? Doğruyu mu, yanlışı mı? Kim kimi arıyor? Gideceğimiz yeri kestirebilmek için sürekli arıyoruz.
"Gönlünüzü tatlandıracak bir şeyler geldiyse aklınıza lütfen acele ediniz. Fazla vaktimiz kalmadı çünkü. Kendi hayatımızdan başlayalım ve sonra yayalım ulaştırabildiğimiz her yere bu tadı. Önümüzde belki bir tebessüm gösterecek birisini bulmaya yetecek kadar zaman yoktur. Ne olur ecele edelim. Çocuklar üzülüyor çünkü…"
Sanırım kitaplar etrafımızı iyice sarmalı. Cehaletten ancak bu şekilde kurtulabiliriz. Bütün güzellikleri içinden çıkarabilecek kitaplar biliyorum. Okumanın verdiği, öğrenmenin verdiği güzellikleri anlatmadım bile daha...