. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
Bilirim.
Her gün doğmadan kızıllığına yazar adını…
Bilirim her martı dokunmadan denize kendi dilince tekrarlar duanı...
Ve her gül açmadan kollarını bu dünyaya, Senin kokunu bular yüreğine…
Bilirim düşmez güneş toprağın hiçbir zerresine hatırlamadan Seni…
Bilirim seversin Sen Seni seveni…
Ey beni en çok sevenin en sevdiği…
Ey gönlümdeki sevgiye
IX
Evime hür, başın dik olarak,
Evimin kadını olarak gir
(Aynı şiirden)
Liza’nın önünde şaşkın, bitkin, iğrenç derecede bozulmuş bir halde duruyordum; galiba bir yandan gülümsüyor, bir yandan da tıpkı önceden, can sıkıntıları arasında düşündüğüm gibi pamuklu, hırpani sabahlığının önünü kavuşturmaya çalışıyordum. Apollon bir iki dakika durduktan
𝙸𝙸𝙸.
ürkekse, yaprakları sararır çiçeklerin
yorgun bir yalnızlıktan geriye kalan nedir
nicedir karanlığı bitmiyor denizlerin
nicedir kahrolası bir değirmendir rüya
garip gölgeler vardır ardında sessizlerin
bu hicranlı yaşamak, bu müheyya pelerin
kim der ki kan rengiyle yine boyansın güzel
sen ki, en ihtişamlı tahta şâyânsın güzel
varlık ne yârdır bize, ne de düşmandır elem
bilmeyenler anlamaz nerde âyânsın güzel
dudaklarından alır mürekkebini kalem
kırılan kâselerden süzülünce türküler
mihengine gün doğar acının; ruhum güler
ꀤꀤ.
ihtiras kin ve köpük, zakkuma candır isyan
bir sondur biliyorum, son birin kitabı aşk
bir damla gözyaşında boğulur mu bu hayal
avuçlarında dağlar küçülüyor mahşerin
gel bu mağlup sultanın inleyen tahtında kal
gör ki, nasıl taşırmış sensizliği bir hamal
söyle, şimdi şehirler kime inansın güzel
aklımda binlerce yıl, ufkumda ânsın güzel
geceyi titretiyor o mücella gözlerin
melek değil, cin değil, sade insansın güzel
ırmaklar divanedir yurdumda; viranedir
sensiz kalan saraylar, münzevi; ruhuma bak
mor bakışlı bir ölüm, yaralı kuş ve leylâk