Sokrates hemşehrilerine sorular sorup duruyordu; bu sorular genellikle doğrudan sorulan, basit sorulardı, fakat daha sonra cevaplarının o kadar basit olmadığı ortaya çıkıyordu. Tıpkı usta bir avukat gibi, birbiri ardına, karşısındaki insanın bilgisizliğini ortaya çıkaracak daha zor sorular soruyordu.
Örneğin Sokrates arkadaşı Euthryphro'na sorar: "Kutsal nedir? Bir eylemi kutsal yapan şey nedir?"
Euthryphro cevap verir: "Kutsallık tanrıların sevdiği şeydir ve tanrıların sevmediği kutsal olmayanın karşıtıdır" (Euthryphro 9e).
Bu iyi bir cevap gibi görünür. Ta ki Sokrates daha zor bir soruyla gelene kadar. "Kutsal olan tanrılar onayladığı için mi kutsaldır, yoksa onlar onu kutsal olduğu için mi onaylarlar?" (Euthryphro 10a).
Kolayca gözünüzde canlandırabileceğiniz üzere, Euthryphro bunu cevaplandırmada zor anlar yaşar ve Sokrates'e biraz daha darılır. Kişi kendi kendiyle çelişene veya bir yanlış yapana kadar sorular sorma sürecine Sokratik Yöntem denmektedir.
Felsefe ve matrix