Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gerçekte 10 Temmuz’la 23 Nisan arasındaki fark, ilkinde Padişah’ın halka bazı haklar ‘lütfetmesi’, İkincisinde halkın doğrudan doğruya Padişah’ın yerini almasıdır. Bunun ne müthiş bir dönüşüm olduğunu, gençlere nasıl anlatacağız? Acaba şöyle mi: Hangimiz, başarısızlığa uğrasaydı, Mustafa Kemal’in sırtında beyaz gömlek, ‘hain’ diye asılacağını doğru dürüst düşünmüştür? İnkılâp tarihimiz, İstanbul Hükümeti’ni daha başından Ankara’ya mahkûm gibi anlatır. Tarihen böyleydi ama, fiilen değil. Hele ‘hukuken’, asla! Devlet ve hükümet, İstanbul’dur; Mustafa Kemal’se, merkezî, üstelik teokratik otoriteye başkaldıran bir ‘asi’. İdamına fetva çıkması, yarım yüzyıl sonra, bize tatsız bir şaka gibi mi görünüyor? Dürrizade’ye öyle görünmüyordu. Hele Vahdettin’e, hiç! Çünkü o, ‘meşruluğunu’ var olan iktidarın yasa ve fermanlarından almıyordu, tarihten ve halktan alıyordu. Bütün büyük devrimciler de öyle yapmışlardı.
Hristiyan­lık"ı modern uygarlığa özgü bir şey olarak düşünenlerin ya da Hristi­yanlık ile modern uygarlık arasındaki ilişkiler sorununu dile getirme­ye cesareti olmayanların abarttığından daha basittir. İslam, neden Hris­tiyanlığın yapmış olduğu şeyi yapmamaktadır? Bence, daha ziyade, Hristiyan-Katolik türden, devasa bir ruhhan sınıfı
Reklam
128 syf.
5/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Uzun zamandır merak ettiğim bir kitaptı. Beni çok şaşırttığını söyleyemem. Kitabı okumadan önce iki şeyi iyi değerlendirmek çok önemli. Birincisi bu kitap 1912 yılında yazılıyor. Yani daha dünyada sosyalist bir ülke yokken yazılmış. İkincisi yazar Hindistanlı bir müslüman. İngiltere'de hukuk eğitimi almış. Yazar İslamiyet'in paylaşma ve eşitlik
İslam ve Sosyalizm
İslam ve SosyalizmS. Müşir Hüseyin Kidvai · Ayrıntı Yayınları · 201723 okunma
384 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Feminist Distopya
Herkese merhaba arkadaşlar. Bugün karşınıza Margaret Atwood’un ünlü kitabı “Damızlık Kızın Öyküsü” adlı kitabı ile geldim. İsminden de az çok anlaşılacağı gibi bu kitap feminist distopya türünden sayılıyor. Kitapta,teokratik bir grubun çeşitli terör saldırıları ile halka korku vererek yönetimi ele geçirmesinden sonra kadınlar üzerindeki
Damızlık Kızın Öyküsü
Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201911bin okunma
Aslında onu vatanı kurtarsın diye Vahdettin görevlendirmişticiler
Devlet ve hükümet İstanbul'dur, Mustafa Kemal'se merkezî, üstelik teokratik otoriteye başkaldıran bir 'asi'. İdamına fetva çıkması, yarım yüzyıl sonra, bize tatsız bir şaka gibi mi görünüyor? Dürrizade'ye öyle görünmüyordu. Hele Vahdettin'e, hiç!
Zart Diye Okunmalıdır
Rusya Avrupa'nın sivil ve askeri gelişmelerini taklit ederek her alanda mesafe alırken Osmanlı toplumunun "bilgin" geçinenleri "dat" harfinin okunması konusunda anlaşmazlığa düşmüşlerdi: "dat" harfi "zat" mı yoksa "dat" diye okunmalıdır diye.Bu tartışma ve anlaşmazlık halka da yayıldığı için "zat" şeklinde okunması taraftarı bulunan kişiler ve şeyhler, Şeyhülislam fetvaları ile Padişah tarafından sürgüne gönderilmişlerdir.
Sayfa 336Kitabı okudu
Reklam
"Anlam Dayatmak..."
- "İnsanların kolektif anlam sapmaları haklarının ve imkânlarının olmasını (terörizmi seçmedikleri, yasalara karşı gelmedikleri durumda) seküler cemiyet garantiler. Laik cemiyet, teokratik cemiyetlerin aksine, hayatın anlamına dair ihtiyaçlar ne kadar değişikse, anlam olarak sunulan seçeneklerin de o kadar çeşitli olmasını sağlar. Laik cemiyetin anlam mahrumiyetini kapatmak için dine ihtiyaç duyduğunu düşünmek konuyu yanlış tarif etmek olur. Sadece teokratik toplumda anlam dayatılır -ve seküler toplumda bu dayatma eksiktir. Ama bu eksiklik onun şerefidir. Bu eksiklik, herkesin istediğine inanabilmesini- ve inanmıyorsa da inanıyormuş gibi yapması gerekmemesini sağlar..." (Jan Philipp Reemtsma, Dindarlığa Saygı Göstermek Gerekir mi?Çeviren: Itır Arda, izdiham.com)
OTORİTEYE İTAAT VE KUTSAL İSYAN VAZİFESİ...
- "Hristiyanlıkta “iki kılıç doktrini” vardır. İslâm’da ise “iki kılıç bir kına sığmaz” anlayışı. (Şimdi bunu der demez, hadi ispatla diye ortaya çıkan bir ruh hastası daha olursa kaçar giderim. Ne ispatı ya burada mahkeme mi kuruyoruz? Ben fikirde ispata değil samimiyete inanırım.) İki kılıç, dünyevî ve uhrevî otoritedir. Biri laik öteki teokratik yönetim… Bu iki yönetim yan yana yaşar ve teokrasinin –doktriner olarak– laik otoriteye itaati farzdır. Teokrasi bazen nüfuza ermişse de hiçbir Hıristiyan devletin teokratik devlete dönüşmesi söz konusu olmamıştır. İslam’da ise iki otorite şiddetle reddedilir. Tek başlılık esastır. Bu tek baş ne laik ne teokratiktir. İktidar sivil, nizâm dinîdir. İktidara biat, nizâma itaat edilir. İktidar bozulursa bu sivil bir iktidar mücadelesidir. Ama nizâm bozulursa isyan vazifelerin en kutsalı olur. İslâm, Hıristiyanlıkta olduğu gibi dünya ve ahiret arasında pis bir uzlaşmaya gelmez. İktidardaki dindar veya günahkâr olabilir; ama nizâm bozulduğu zaman biat de bozulur. Nitekim Ehl-i Sünnet büyükleri, Emevîler İslâm nizâmını bozunca ihtilâlin baş destekçisi oldular. Demek ki İslâm’da kılıç tek ve onu tutan el İslâmî olmalıdır. El şaşırırsa, o eli kılıcıyla beraber kendine çevirmek, Müslümanların baş görevi olur. Zira İslâm mevcut otoritelerin yanında ikinci bir otorite olmaz; o ya tam hâkim olur, ya hiç olmaz. Ya İslâm nizâmı vardır ya harp! (Selim GÜRSELGİL-adimlardergisi.com 4 Ocak 2019)
656 syf.
·
Puan vermedi
"The Sabres of Paradise: Conquest and Vengeance in the Caucasus" orijinal adıyla Ketebe Yayınları tarafındansa Şeyh Şamil Efsanesi "Cennetin Kılıçları" adıyla yayınlanan eser ilk defa 1960 yılında, Müridizmin bitişinden yaklaşık 100, Şeyh Şamil'in vefatından 89 yıl sonra orijinal adına denk düşecek biçimde
Şeyh Şamil Efsanesi: Cennetin Kılıçları
Şeyh Şamil Efsanesi: Cennetin KılıçlarıLesley Blanch · Ketebe Yayınları · 202040 okunma
Buhari,Müslim ve Gazali gibi en sağlam kaynaklardan öğrenmekteyiz ki Muhammed'in söylemesine göre Tanrı'nın en fazla sevdiği insanlar, yeryüzü yaşamları sırasında "müptezel", "miskin" ve "bayağı" olan eski püskü giysilerle dolaşan,üstü başı tozlu, saçı sakalı birbirine karışmış ve herkes tarafından hor görülmeye alışmış kimselerdir ve bu kimseler Cennete girecekler,hatta Cennetin hükümdarları olacaklardır.Harisenin rivayetine göre Muhammed bir hadisinde şöyle demiştir:"Dikkat edin,Cennet'in hükümdarlarını size haber vereyim mi? Her hakir görülen zayıf, tozlu, topraklı, saçı sakalı karışık, eski iki elbiseye bürünmüş, kendisine kıymet verilmeyen ve nazara alınmayan... kimselerdir"
Sayfa 273Kitabı okudu
Reklam
Devlet ve hükümet, İstanbul’dur; Mustafa Kemal’se, merkezî, üstelik teokratik otoriteye başkaldıran bir ‘asi’. İdamına fetva çıkması, yarım yüzyıl sonra, bize tatsız bir şaka gibi mi görünüyor? Dürrizade’ye öyle görünmüyordu. Hele Vahdettin’e, hiç! Çünkü o, ‘meşruluğunu’ var olan iktidarın yasa ve fermanlarından almıyordu, tarihten ve halktan alıyordu.
264 syf.
1/10 puan verdi
Ne mutlu AKP'liyim diyene!!!
Yazar Silivriden çıktıktan sonra ve darbe olduktan sonra böyle bir kitap yazıyor. Bana hiç samimi gelmedi. Kontrollü olan bir darbe de ( ki akşam 8 de darbe olmaz hele 2000 bin kişiyle hiç olmaz hepsi şov neyse ) bir tarafı kötülüyor sonuna kadar (FETÖ) yu yani, bir tarafı yuceltmese de yüceltmiş kılıyor. Eğer ki tepe de Tayyip olmasaydı FETÖ olsaydı tam tersi bir durum olurdu. Kitap bizim bilmediğimiz birsey anlatmıyor işte devlette dönen adam gayırma falan filan ya zaten bunları herkes biliyor herkes, önceden bu şekilde millet atandı etti bir yerlere geldi devletin içinde ki örgüt sayesinde ama şuan durum değişti mi yo sadece yüzler değişti şimdide AKP'liler istediği makama geliyor yani ulkemizde değişen hiçbir durum yok aynı tas aynı hamam. Kitap bariz bilinçli olarak yazılmış ve korkulan gençlikten (ATAM' ın gençliğinden) bir sempati yaratmak veya olayı çarpırarak baştaki dini kullanıp buraya kadar gelen insana dair, o kadar da kötü gözle bakmamaya çalıştırmış bizi. Kesinlikle bir projedir bu kitap. Gerçekten bu beş para etmez kitabın üzerine konuşulacak çok şey var ama değmez biliyorum yine anlamak istemeyen anlamayacak. Artık ülkemiz de öyle bir adam gayırma varki, diyemiyoruz artık ne mutlu türküm diyene, ne mutlu AKP'liyim diyene!!! Kitapta işte yok dini kullanarak buralara geldi Gülen falan deniliyor, sanki onun öğrencisi kim veya o ne şekilde geldi... Bu alkol yasakları falan hepsi başlangıç ülke tamamen teokratik bir şekilde yürütülecek. Asıl metastaz bu kitap, gençlerin aklını çelerek yanlışa yönlendiriyor.
Metastaz
MetastazBarış Terkoğlu · Kırmızı Kedi Yayınları · 20193,797 okunma
100 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.