·
Not rated
Fiziksel engelli olarak doğan Melody çok zeki ancak konuşamayan bir kızdır. Melody üstün zekası ile ailesinin dikkatini çekmeyi başarmış ve onların sınırsız desteğini alarak büyümüştür. Bu nedenle hayata sıkı sıkı tutunmayı başarmıştır. Melody zihinsel engelli değildir aksine çok zeki bir kızdır. Olan biten her şeyi anlıyor ancak konuşarak tepki veremiyordur. Konuşamadığı için de toplum tarafından sanki zihinsel engelliymiş gibi muamele görmektedir. Melody’nin ailesi o doğduğundan bu yana attığı her adımı kayıt altına alır. Melody kendi videolarını izleyerek sürekli neden konuşamadığını ve hayatını sorgulama evresine gelir. Melody hem çok zeki bir kızdır hem de görsel hafızası oldukça gelişmiştir. Melodi küçük yaşlarda müziğe ilgi duıymaya ve müzikle uğraşmaya başlar.
Melody kendi gibi özel çocukların olduğu bir okula başlar. Ancak öğretmenlerinin duyarsızlığından ve ilgisizliğinden okulda dikkat çekmek isteyen Melody sürekli bağırarak kriz geçirmeye başlar. Okula gelen annesi Melody’nin davranışlarının nedenini anlar ve onu o sınıftan alarak normal çocukların olduğu bir sınıfa verir.
Melody için bu süreç oldukça zorlu bir şekilde ilerlemektedir. Çünkü fiziksel engellerinden dolayı diğer çocuklar arasında kendini kötü hissetmektedir. Ancak öğretmenleri tarafından seviliyordu. Bu sırada annesi ikinci çocuğu olan Penny’e hamile kalır. Penny normal sağlıklı bir çocuk olarak dünyaya gelir. Melody ailesinin aldığı bilgisayar sayesinde yazı yazarak iletişim kurmaya başlar.
Kapanışta açılırım.
30.05.2024
Çok sevdiğim bir şarkıda diyor ki: Bir gün gelir yol ayrılır, yaprak düşer dal ayrılır. Dünya döner, kul ayrılır; bunu çözmek kolay değil....
O zaman biz de çözmeye çalışmak yerine Dünya'da bize verilen görevi, düşen rolü hakkıyla yerine getirmek için çabalamalıyız. Yoksa çözmeye, akıl sır erdirmeye çalışırken düğüm oluruz Allah
Harry Potter and the Deathly HallowsJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Bloomsbury · 201523.2k okunma
Yazarın kitaba başlarken, biz okurlardan bir isteği var; “Bu kitabı sorunlarımızın arkasında ne olduğunu bulmamız ve kendimizi geliştirmek için bir kılavuz olarak kullanılmasını istiyor.”
KİRAZLAR SAYESİNDE DAHA İYİ UYUYUN!.
BEYİN SİSİNİ İYİ YAĞLARLA DÜZELTİN.
BREZİLYA FISTIĞI İLE METABOLİZMANIZI GELİŞTİRİN…
Bu kitapta ne mi öğreneceğiz;
Kazanova ~ T.J. Swan
.
Kate’in bu hayattaki en büyük sınavı ve hobisi Elliot Miles ve onu çileden çıkarmaktı. Kazanova Miles lakabıyla medyada olan ama özel hayatını medyadan uzak tutmaya çalışan bir adamdı. Manşetlerden düşmeyen Miles kardeşlerin en çıldırtıcı olanı
Kate’e göre “Kibrin somut hali” yani Elliot MilesBirbirlerinden nefret eden iki
Anlamın kendisi anlamsız!
"Saçma" felsefesinin üzerinde durmak gerekiyor zannımca. Zira hep bir anlam arayışının içindeyken dahi bir varsayım olarak var olduğu ve bunu bulmamız gerektiği inancıyla hayatı yorumluyoruz. Aksi halde hayatın anlamının olmadığına karşı da bir inanç geliştirmek ve tam bir pesimist gibi hayattan kaçmak yahut tam bir nihilist gibi bir anlam yaratmak da mümkündür gayet.
Aslında başkaca da bir felsefe var ve anlam kelimesini aramanın anlamsız olduğunu haykırıyor bu söylem. Öyle ki tanrının varlığını veya yokluğunu aramak da manasız ve aynı şekilde tepki vermek yahut vermemek de anlamsız. Anlam yaratmak zaten anlamsızken bir de yarattığın anlamın şekillendirilmesi için harcanan çabanın da aynı ölçüde anlamsız olduğu bir kuram yaratmış Albert Camus.
Topluma yabancı bu kahramanın toplumu reddetmediği aynı şekilde onaylamadığı da bir gerçek. Anneye sevgi beslemek de anlamsız çünkü veya evlenmek veya evlenmemek, evlenecek olunsa kiminle olduğunun da pek mi manasının olmadığı bir gerçeklik içinde yaşıyor bu karakter. Bir insan öldürmenin de kayıtsızlık halini sonlandırmayacağını düşünen bir karakter.
Bazen yaşamak gerekiyor; nedenini, nasılını düşünmeden yaşamak! Çünkü bilgece yaşamak da mümkün ve makul aksi de...
İyi ya da kötü sonun olmadığı gibi umut etmek ya da etmemek de olağan bir bakış açısı.
Severek okudum.
Anne Frank’ın Hatıra Defteri
Öncelikle kısaca Anne Frank’ın hayatına değinmek istiyorum. Anne Frank 12 Haziran 1929’da Almanya’da Yahudi bir ailenin ikinci kız çocuğu olarak dünyaya gelir. Babası Otto, annesi Edith, ablası Margot Frank ile Almanya’da yaşamışlardır.
Anne Frank’ın zorlu ve hüzünlü hayatı daha çok küçükken başlar. Henüz dört yaşındayken zorunlu bir göç ile
