Tereddüt kuantumları
Dünya, sadece gözlem altında olduğu için eski ders kitaplarındaki gibidir. Veya Idlis, Whitrow ve Dicke’nin 20. yüzyılın ortalarında belirttiği gibi, “Evrenin varolabilmesi için, belirli bir aşamada gözlemcilerin ortaya çıkması gerekiyordu.” Birileri beni gözetliyor, öyleyse varım. Peki ya beni hiç kimse gözetlemiyorsa, yine de var mıyım? Yalnız yaşıyorum, hiç kimse gelmiyor, beni kimse aramıyor. Diğer taraftan, büyük, görünmez bir gözlemci, unutmamamız gereken bir göz var daima. Einstein’ın ona verdiği isimle, İhtiyar. Belki de kuantum fiziği veya metafiziği bize tam olarak bunu söylüyordur. Eğer varsak, demek ki biri bizi gözetliyor. Gözü daima üzerimizde olan biri veya bir şey var. Ölüm, o şey bize bakmayı kestiği, yüzünü bizden çevirdiği anda geliyor.
Sayfa 224 - Metis Yayınları, 5. BasımKitabı okudu
Tereddüt kuantumları
Stanfordlu bir fizikçi, sırtımızın arkasındaki dünya bir çeşit tanımlanmamış kuantum çorbasıdır, diyor, ama geri döndüğümüz anda donar ve sabit gerçekliğe bürünür. Bu tanımı seviyorum ve arkaya ani dönüş yapmıyorum.
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam
Tereddüt kuantumları
Kuantum fiziği, belki de tümüyle metafiziğe dönüşmemek için, kimin gözlemci olabileceği, bu statüye kimin sahip olabileceği sorusuna yoğunlaşmaktan kaçınır. Buna Tanrı'nın gözü dışında bir göz dahil ediyor muyuz? İnsan gözü, dünyayı sürdürebilme kabiliyetine sahip bir göz sayılır mı? Bir salyangoz, kedi veya menekşe gözü denkleme dahil midir?
Sayfa 225Kitabı okudu
Tereddüt kuantumları
Temel parçacık fiziği rasgeleliği ve belirsizliği ıslah ediyor. Onu işte bu yüzden seviyorum. Einstein'ın kendisiyse özellikle bundan kaygı duyarmış ve mektuplarında bundan sürekli şikayet edermiş: "Kuramlar bize çok şey sunuyor ama bizi İhtiyar'ın sırlarına gerçek anlamda pek yaklaştırmıyor. Bana sorarsanız, O'nun zar atmadığından eminim." Bana sorarsanız, İhtiyar'ın yine de —aynen bizim burada öğle sonralarını zar atarak geçiren tablacı yaşlılar gibi— zar atmaktan hoşlandığından eminim.
Sayfa 225Kitabı okudu
Tereddüt kuantumları
Eğer beni hiç kimse gözetlemiyorsa, kuantum çorbasına dönüşmemek için kendi kendimi gözetlemek zorundayım. Dünyanın varolabilmesi için biri onu sürekli düşünüp gözetlemeli. Veya dünyayı düşünüp gözetleyeni düşünüp gözetlemeli... Karışık bir iş. Yirmi dört saatlik bu nöbeti üstlenebilir miyim?
Sayfa 225Kitabı okudu
Tereddüt kuantumları
Peki ya beni hiç kimse gözetlemiyorsa, yine de var mıyım? Yalnız yaşıyorum, hiç kimse gelmiyor, beni kimse aramıyor. Diğer taraftan, büyük, görünmez bir gözlemci, unutmamamız gereken bir göz var daima. Einstein'ın ona verdiği isimle, ihtiyar. Belki de kuantum fiziği veya metafiziği bize tam olarak bunu söylüyordur. Eğer varsak, demek ki biri bizi gözetliyor. Gözü daima üzerimizde olan biri veya bir şey var. Ölüm, o şey bize bakmayı kestiği, yüzünü bizden çevirdiği anda geliyor.
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam