Mali ibadetleri terk ve bedeni ibadetlerle yetinenlerin aldanması
Başka bir grup; belki helâl mal kazanır, haramdan kaçınır ve mallarını camilere harcarlar. Ancak bunlar da şu iki yönden aldanmaktadırlar: Birincisi; riya, övülme ve şöhret isteği. Şöyleki; belki yakınında veya beldesinde fakirler vardır ve malı onlar için harcamak daha önemlidir. Şehirde çok sayıda mescid vardır. Ama asıl maksad, bu mescidlere
Gösteriş ve şöhrete kanıp aldananlar
Başka bir grup; belki helâl mal kazanır, haramdan kaçınır ve mallarını camilere harcarlar. Ancak bunlar da şu iki yönden aldanmaktadırlar: Birincisi; riya, övülme ve şöhret isteği. Şöyleki; belki yakınında veya beldesinde fakirler vardır ve malı onlar için harcamak daha önemlidir. Şehirde çok sayıda mescid vardır. Ama asıl maksad, bu mescidlere
Reklam
"Eşinizin arkadaşının canınızı çok sıkan karısına 'Ay ne iyi oldu vallahi, öyle özlemiştim ki!' dedikten ve o mekândan çıktıktan sonra eşinize 'Bir daha bu sinir şeyle bir araya getirme beni!' fırçası çektiniz mi? Terk ettiğiniz kişiye sessiz telefonlar açarak, hayatındaki varlığınızı devam ettirdiniz mi? Aynı kişiyi ikide bir arayarak yeni ilişkisini yıkmayı denediniz mi? Acayip nefret ettiğiniz bir ünlüye sokakta rastladığınızda 'Aferin sana! Bravo devam et yoluna. Seni çok beğeniyor, çok tutuyoruz hep senin şarkılarını dinliyoruz,' dediniz mi? Çıplaklığını, davranışlarını ekran başında sürekli eleştirdiğiniz bir mankene rastladığınızda sarılıp onu öptünüz mü? Kızcağızı 'Halk beni seviyor ve ne demek istediğimi anlıyor' diye konuşturacak kadar buna inandırdınız mı?.."
Eğer korkularının ve endişelerinin zihninde yol açtığı kısır döngüyü terk etmeyi başaramıyorsan, seni bu titreşimde tutan mekanı, kısa bir süre için, fiziksel olarak terk et. Bazen güç depolamak için birkaç saat bile yeter. Kendine bir hafta süre tanımaya ne dersin?
Ey Hasan! Beş vakit namazını aksatmadan kıl! Sana şüpheli gelen şeyleri terk et. İçinde şüphe olmayan şeylere yönel. Doğruluktan ayrılma! Çünkü doğruluk insanın gönlüne huzur verir. Yalan ise insanı huzursuz eder.
O, hiç şüphesiz değerli bir kızdı. Karşı cinsten biri olarak beni çekici bulduğuna emindim –karşılıklı olduğunu düşündüğüm bir his. Fakat bu tür duygularla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum. Sanırım Şimamoto da bilmiyordu. Sadece bir kez el ele tutuşmuştuk. Beni bir yerlere götürüyordu ve buradan, acele et dermiş gibi elimi tutmuştu. En fazla on saniye el ele kaldık ama benim için bu süre otuz dakika kadardı. Elimi bıraktığında, birden kaybolmuştum. Baştan sona çok doğaldı, elimi tutma şekli, ama onun da elimi tutmaya can attığını biliyordum. Şimamoto’nun elimde bıraktığı his beni asla terk etmedi. Tuttuğum diğer bütün ellerden çok farklıydı, bildiğim dokunuşlardan başka.
Doğan Kitap
Reklam
Topçular toplarını, cephane sandıklarını bırakıyorlardı. Mekkâreciler hayvanlarını terk ediyorlardı, yahut biraz et ye­mek için kendi hayvanlarını öldürüyorlardı. Piyadeler tüfek­lerini atıyorlardı.
Sayfa 172
Kaybet bu öfkeni, İçinde sakladığın. Terk et o derdini, Benden almadığın. Sabret sonu aynı değil! Söylüyorum. Dinle, rüyaların her gün aynı Olmayacak!
Etme
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme. Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme. Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı? Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme. Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru. Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme. Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için... Bizi öyle harab,
Evvel tevhîdi zikr et Sonra cürmünü fikr et Var yoluna doğru git Derviş olayım dersen Hak söze inad etme Refîksiz yola gitme Eyvallahı terk etme Derviş olayım dersen Gaflet ile çalışma Çok gezmeye alışma Hiç bir şeye ilişme Derviş olayım dersen Haram lokmayı yutma Bir kimseye kin tutma ŞEYH VEFÂ'yı unutma Derviş olayım dersen Şeyh Ebu'l Vefa
Reklam
‎Allahım, kalbimizi iman ve Kur'ân nuruyla nurlandır. Allahım, daima sana muhtaç olduğumuzu hissetmekle bizi zengin eyle; senin rahmetinden istiğna göstermekle bizi fakir düşürme. Biz kendi güç ve kuvvetimizden vazgeçip senin güç ve ve kuvvetine sığındık. Sen de bizi, sana tevekkül edenlerden eyle. Bizi nefsimize terk etme. Bizi hıfzınla koru. Bize, erkek ve kadın bütün mü'minlere rahmet et. Kulun, peygamberin, yüce katından seçtiğin, dostun, mülkünün güzelliği, sanatının sultanı, inâyetinin pınarı, hidâyetinin güneşi, hüccetinin lisanı, rahmetinin timsali, yaratıklarının nuru, mevcudatının şerefi, pek çok olan mahlukatının içinde birliğinin kandili, kâinatının tılsımının keşfedicisi, rubûbiyet saltanatının ilâncısı, râzı olduğun şeylerin tebliğcisi, isimlerinin definelerinin tanıtıcısı, kullarının muallimi, kâinatının delillerinin tercümanı, rububiyetine ait güzelliklerin aynası, senin görünüp gösterilmene vesile olan habibin ve âlemlere rahmet olarak gönderdiğin resulün olan efendimiz Muhammed'e,‎‎ bütün âl ve ashâbına, kardeşleri olan nebî ve resullere, mukarreb meleklerine ve sâlih kullarına salât ve selâm eyle. Âmin.‎
Kendime:
-Kendi işinle ilgilen -Kendi kusurlarına odaklan -Kibirden arın -Kendini önemli görmeyi bırak -Her şeyden ibret al -Nasihatı kabul et -Mütevazı ol -Mahlukata merhametli ol
Ebû Ali Fudayl ibni İyâd'ın رحمه الله şöyle dediği rivâyet edildi: تَرْكُ الْعَمَلِ لِأَجْلِ النَّاسِ رِيَاءٌ ، وَالْعَمَلُ لِأَجْلِ النَّاسِ شِرْكٌ ، وَالإِخْلَاصُ أَنْ يُعَافِيَكَ اللَّهُ تَعَالَى مِنْهُمَا. “Ameli insanlar için terk etmek riya, insanlar için yapmak şirktir. İhlâs ise Allah Teâlâ’nın seni bu iki hâlden kurtarmasıdır.”
Resim