Kitabı ilk başta bir çocuk kitabı sanıp okumaya başlamıştım. Sayfaları çevirdikçe yanıldığımı anladım. Kitaptaki her olayın gerçek hayatta simgesel bir karşılığı var. Çocukların düştüğü ada aslında insanlığın sadeleştirilmiş bir özeti gibi. Karakterlerin hepsi bana birilerini anımsattı. Mesela , Domuzcuk adlı karakter bizim ülkemizdeki sevilmeyen aydın kesmi temsil ediyor. Eh karşı tarafı yani Jack karakterini de tahmin etmek zor olmasa gerek. Simon gibi mutlak iyiliği temsil eden birine gerçek hayatta rastlamadım. Aklıma gelenler bunlardı. Gelelim kitabın bize verdiği asıl mesaja. Sineklerin Tanrısı , kötülük insanın içindedir ve hiçbir zaman onu öldüremeyiz.....