neydi muhtevi olan? nerede? kimin himayesinde? Neydi su, derin, dipsiz? Ne ölüm ne ölümsüzlük, ne gün ne de gece
Borsa’da tutup para savurmak gayet yerinde bir Şiirsel Terörizmdi – parayı imha etmekse sıkı bir Sanat Sabotajı olurdu. TV yayınına sızıp birkaç dakikalığına kışkırtıcı korsan Kaos sanatı yayınlamak bir Şiirsel Terörizm mahareti olurdu – verici kulesini havaya uçuruvermekse kusursuz bir Sanat Sabotajı. Kimi galeri ve müzeler ara sıra pencerelerinden içeri girecek bir tuğlayı hak ediyorsa – yıkım değil, bir memnuniyet sarsıntısı.
Reklam
BANKALARA ne demeli? Galeriler güzelliği metaya çevirirler bankalarsa Hayal Gücü’nü dışkı ve borca.
Nasıl ki büyücü sıra dışı bilince gereksinim duyarsa Amour fou da sıra dışı cinselliği gerektirir. Anglo- sakson, post-Protestan dünya tüm bastırılmış tenselliğini reklamcılığa akıtır ve kendini çarpışan kalabalıklara böler: iffetlilik taslayan histeriklere karşı önüne gelenle yatan amipler ve eski bekârlar. Amour Fou kimsenin ordusuna katılmak istemez, Cinsiyet Savaşlarında saf tutmaz, eşit istihdam fırsatı canına tak etmiştir (aslına bakarsanız hayatını sürdürmek için çalışmayı reddeder), yakınmaz, açıklama yapmaz, asla oy kullanmaz ve vergi ödemez.
Yalnızca karşılıklı tatmin amacı gütmeyip taammüden güzel bir hayatın bilinçli bir eylemi olan zarif bir baştan çıkarma Şiirsel Terörizmin nihai noktası olabilir. Şiirsel Terörist para değil KUR peşinde olan bir güven madrabazı gibi davranır.
Şuracıkta seni öpecek olsaydım buna terör eylemi derlerdi – öyleyse altıpatlarlarımızı yatağımıza alalım ve bir vaveylayla kaos tadının mesajını kutlayan sarhoş haydutlar gibi gece yarısı şehri uyandıralım.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.