Uzun yıllar boyunca başta ABD olmak üzere büyük güçler tarafından yayınlanan, sık sık gözden geçirilip güncelleştirilen terörist örgütler listelerine bakıldığında aslında basit bir terörizm tanımının alttan alta yürürlükte olduğu hissedilebiliyordu: "Terörizm, onaylamadığımız kimselerin tatbik ettiği şiddettir. "
Zengin ve pahalı sofralarında, her öğünde hemcinslerinin kanını emdikleri, yanaklarındaki pembelikten belli. Onlara kan ve can veren kalabalıklar zulme rıza gösterdikçe saltanatları devam edecek.
Onlar terörün efendileri...
Terörü nasıl tanımlamalı? Sorusu ile başlayıp Bush Doktrininden Pax American'a, Fransa, İngiltere, İsrail'e, bunların "BARIŞ" getirmek için girdikleri toprakları nasıl bir katliamdan geçirdiklerine, medya üzerindeki hükümlerine, Vietnam, Irak, Cezayir, Filistin katliamlarının korkunç boyutlarına... Okurken bile gözünüz kelimeleri atlamak isteyecek. Biraz nefes almak isteceksiniz . Şuan yaşadığınız yere bakıp şükredip az sonrada sevdiklerinize daha çok sarılacaksınız. Sonra kendi tarihinizin acılarını bile küçümseyeceksiniz. Acılar yarıştırılmaz elbette ama kendi acılarınızı bir sinek boyutunda kendiniz küçümseyeceksiniz. Evet okurken bile bizi bu hale getirenler Terörün Efendileri...
" Hiçbir BM kuruluşu ne Güvenlik Konseyi, ne Yugoslavya Mahkemesi ne de müstakbel Uluslararası Ceza Mahkemesi - ABD'nin dış politikasını ve ulusal güvenlik kararlarını yargılama yetkisine sahip değildir. "
Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Jesse Helms
Gittikleri her yere kan ve gözyaşı, yoksulluk ve sefalet götürdüler. Gittikleri her yerde oluk oluk kan akıttılar; soykırımlar gerçekleştirdiler. Zenginliklerine el koyamadıkları halkları bombaladırlar; üzerlerine "akıllı füzeler" yağdırdılar.
Bunu önceleri "uygarlık" adına yaptılar; kendi kendilerine yerlileri "uygarlaştırma" misyonu biçtiler.
Modern feneomenin eski zamanlardaki vahşet olgusundan farkı sadece kullanılan vasıtalar, bir de rütbe ve mevkice irili ufaklı faillerinin dış görünümü. Aslında biraz dikkat ve özenle, katilleri gizleyentül perdeyi anlamak ve modaya uygun zarif kıyafetler içinde de olsalar onları teşhis etmek mümkündür. Onlara kan ve can veren kalabalıklar zulme rıza gösterdikçe saltanatları devam edecek.
Onlar terörün efendileri...
Tarihsel süreç içinde şiddet ve terör her zaman var olmuştur. İnsanoğlu her nedense sebeplerden çok ortaya çıkan etkiyi konuşarak terörün destanlaşmasına ve bazen de eleştirdiği terör süreçlerinin içinde farkında olmadan yer alarak terörün ve şiddetin sürekliliğine yol açmıştır. Bunu iyi bilen efendiler ise süreçleri iyi değerlendirmiş, fırsatları kaçırmamışlardır.
Yönetmenin hükmetmeye ve gütmeye dönüştüğü 21. Yüzyıla gelindiğinde ise terörün efendileri artık klasik yöntemlerini bir kenara bırakarak yeni bir strateji belirlemişlerdir. Bu yeni yöntem terörü kutsamak ve legal hale getirmek! Adına her yolu denemekten geçmektedir. Bu, dünyanın sonunu getirecek kıyamet günü dahi olsa...
Elinizdeki kitap Dünyayı Armageddona zorlayanların yöntem ve stratejilerini deşifre etmek adına hazırlanmıştır. Bireysel ve toplumsal olarak nasıl büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığımızı bilmek Terörün Efendileri için hoş olmasa da siyasi aklını kullananlar kötüler karşısında her zaman kazanmıştır ve kazanmaya devam edecektir.
Aslında tarih, bütün bu olup biten şeylerde şaşılacak bir yan bulunmadığını fısıldar. Ne de olsa modern insanlık dramının baş aktörleri, köklü bir barbarlık geleneğinin takipçileridir.
“Tiranlar (zorbalar) Liyâkatli insanlara kendileri için tehlikeli olabileceklerini düşündüklerinden her zaman düşmanlık güderler. Uyruklarının birbirlerine bile güveni,gücü, kafası olmamasını ister”
“Türkleri Anadolu’da başıboş dolaştırmak başlıca vazifemiz, Aynı zamanda da bu barbar ve Vahşileri her vesileyle imha etmek ve cezaya çarptırmak başlıca gayemiz olacaktır. Vatanımıza ve milletimize borcumuzu bu suretle ödeyeceğiz. Yaşasın şanlı Yunanlılar!”