Tersane
Dârüssınâa-i Âmire de denilen Tersâne-i Âmire, Osmanlı Devleti’nin kuruluşuyla birlikte Gelibolu’da teşekkül eden ve sonraları devletin genişlemesine paralel olarak İstanbul Haliç’te esaslı bir teşkilâta kavuşan Osmanlı denizcilik faaliyetinin merkez üssüdür. Osmanlılar tersane yerine önceleri “liman” kelimesini kullanırken XVI. yüzyılın
Allah'a ulaşmanın bir çok yolu vardır.
Kimi odun taşır Yunus gibi...
Kimi şiir yazar Mevlana Celaleddin Rumi gibi...
Kimi aşk yolunda benliğini yok eder,nice zatlar gibi.
Sen ey nefsim, senin yolun hangisi?
Mence insan ilk once oz nefsine qalib gelmeyi bacarmalidir . Nece ? Nefsinin isdediklerini etmeyerek ! Yada isdediklerinin tam tersini ederek .Insan Nefsine zulm ederek qalib gele biler . Allah bizi Nefsimizin şerrinden qorusun ! Amin.
Ege Can Sal
Ama başa sar çünkü
Elimdekiler kalmadı düştü
Bir anda tersine döndü
Gerçeği gördüm, hayalime küstüm...
"... Kırıntılar, şarj aletleri. Yere düşmüş bir kalem. Söndürülmemiş masa ışığı. Yerde, tersine pantolon. Kırışmış gömlek. Ütüsüz bir akıl. Yeterli dağınıklık herkesi düzene sokabilir."
Bektaş Şenel
Geçenlerde bi-edebin biri, diğer birine kızmış, ona 'Şimdi sana da senin FERİŞTAH'ına da ayar veririm haa' diyordu. Tövbe Estağfirullah!!! feriştah MELEK demektir. Meleklere sadece Yüce ALLAH ayar verir. Bu kişi kendisini haşa Yüce ALLAH mı zannediyor ki meleklere, Kiramen Katibîn'e veya Azrail'e ayar versin. Tam tersine melek, insana ayar verir. Azrail'e ayar vermeye kalk bakalım neler oluyor! Bu cehalet ve edebsizce söz, İMANa zarar verir. Bu toplum bu denli cahillikten daha ne zaman kurtulacak!
İlâhî Yarabbi! Bize kerem eyle ya Kerîm! Bizi cehaletten kurtar ya ALÎM. Âmin.