"İnsanların beyninde amaç vardır. "Neye" yaradığını, nedenini ya da
ardındaki amacı merak etmeden bir şeye bakmakta zorlanırız. Amaç
saplantısı patolojik duruma geldiğinde buna paranoya denir: Aslında
gerçekten tesadüfi bir talihsizlik olan şeylerin ardında kötü niyet aramak.
Ancak bu, neredeyse evrensel bir sanrının yalnızca abartılı bir şeklidir.
Herhangi bir nesneye ya da sürece baktığımızda, "Neden?" sorusunu
—"Niçin?" sorusunu— sormaktan kendimizi alıkoymamız zordur. Her yerde bir amaç görme isteği makinelerle, sanat yapıtlarıyla, araçlarla ve diğer tasarlanmış insan ürünleriyle kuşatılmış olarak yaşayan; dahası, uyanıkken düşüncelerine kendi kişisel hedefleri hâkim olan bir hayvan için son derece doğal bir istektir. Bir araba, bir konserve açacağı, bir tornavida ve bir saman tırmığı aklımıza tamamen meşru olarak, "Neye yarar?" sorusunu getirir. Putperest atalarımız da fırtınalar, ay ve güneş tutulmaları, kayalar ve akarsular için aynı soruları sormuşlardır. Günümüzde böylesi bir ilkel animizmden kurtulduğumuz için gurur duyuyoruz. Bir akarsudaki kaya tesadüfen uygun bir basamak işlevi görüyorsa, bunun elverişliliğini gerçekten amaçlanmış bir durum olarak değil, bir şans eseri olarak görürüz."
Varlık Yayınları - IV. Tanri'nın Yararlılık İşlevi