İkisi de Türk dilinin ustası: Biri “Atatürk düşmanı” öteki komünist; biri Atatürk’e hakaret etmekten mahkum, öteki komünistlikten; biri Atatürk’e sövmüş, öteki Kurtuluş Savaşı ve Atatürk için en güzel şiirlerini yazmış...
Birine televizyon ekranları açık, ötekinin adını anmak bile yasak.
Nazım’ın ideolojisi, O’nun şiirlerini yasaklatıyor, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk ile ilgili şiirleri bile anılmaz oluyor; ama bir Atatürk düşmanının satırları, hem de iki kez, televizyon ekranına film olarak getiriliyor. Nazım’ın ideolojisi bu büyük ozanın şiirlerini yasaklatıyor, bir “tescilli Atatürk düşmanı”nın ideolojisi bu dil ustasına hiç ama hiç engel olmuyor.
“Kaderden şikayetçi değilim” desem yalan
Tescilli aptalları hep koruyup kollayan,
Madem ki aptallara veriliyor nimetler
Tamam, aptal olayım gitsin ben de o zaman!
"Annem dudaklarıyla ölçerdi ateşimi."
Hazal kaşlarını kaldırdı. "Başkasını bilmem, ben böyle ölçüyorum. Ama yumruklarımla çok güzel yüz ölçümü yaptığım tescilli olarak kanıtlandı. İsterseniz burnunuzun üzerine bir tane deneyelim, ne dersiniz?"
Arda başını iki yana salladı. "Hayır, istemem. Eminim ki o güzel ellerin bunu da çok güzel yapabilir... Ben de bir an annemi görür gibi oldum, sen benimle böyle ilgilenince..."
"Ben sizin anneniz değilim."
"Biliyorum. Seni zaten farklı bir şekilde düşünüyorum... Çok farklı!"