Açık söylemek gerekirse kitabı elime ilk aldığımda dramatik bir aşk hikayesinin etrafında dönüp duracağı izlenimindeydim. Fakat içine girdikçe irkildim, ağladım, merak ettim. Bazı satırları beni o kadar çok etkiledi ki günlerce çevremdekilerle okuduğum satırların sohbetini ettim. Anlatmak istedim çünkü bana bıraktığı etki büyük. En önemlisi beni Sırp Soykırımı hakkında fazlasıyla ve doğru bilgilerle donattı. Bu yüzden yazarımız Sinan Akyüz' e teşekkür ederim. Savaşın yıkıcı, zalim ve hoyrat bir kavram olduğunu bir kez daha gözler önüne serilmiş vaziyette gördük. Okuduğum hayatta da anormal olan şeyleri savaştan dolayı nasılda normalmiş gibi görmeye başlamıştı insanlar. Bu bir vahşettir, adını ne koyarsan koy. İnsan vahşeti, duygu vahşeti, hukuk vahşeti, kanun vahşeti, hak vahşeti... Boşnaklar ve Sırplar Avrupa ülkelerindendir. Buna rağmen bütün Avrupa Ülklerinin savaş boyunca bu savaşa neden sessiz kaldıkları bilinmez. Acaba kör müydüler? Ya da TARAF mı? Bu savaşta sadece insanların bedenleri ölmedi, psikolojikmen de birçok ölü mevcut. Müslüman Boşnak'ların soylarını tecavüzlerle dönüştürmeyeye çalışmış tonlarca insan, erkek var ve buna sadece savaş diyip geçilemez. Savaşsız, insan haklarına ve duygularına saygılı bir hayata...Kitap alıp okuma fırsatı olan herkese gönül rahatlığı ile tavsiye edebileceğim bir kitap.