Sevgili Olric,
Bugün senle vedalaşma günü geldi çattı. Hayatımda belki ilk defa birşeyi çok isteyipte yarım bırakmadan bitirdim belki de sayende. Bu iki senede çok şeyler yaşadık, gördük ve duyduk. 724 sayfalık bir kitap gibi gözüksende Tutunamadığım bu hayatta yeri geldi uykusuz kaldığım bir çok gecenin ardından yastık, bazen bir kol dayama, sustuğum ama anlatmak istediklerimi hisseden bir dost, bir arkadaş oldun.
Kitap okumayı beş sene öncesine kadar beni tanıyanlar bilir itiraf etmeliyim ki hiç sevmezdim. İki senede bitmiş olman okumayı sevmediğimden değil güzel olan hiç birşeyin bitmesini istemediğimdendi. Bu süre zarfında çok kitapta bitirdim ama her güzel şey gibi seninde zamanın geldi.
Başucumda, sırt çantamda, yağmurda çamurda, tatilde, güneşli gününde, konserde, eğlenirken, yeni işimde, başka şehirlerde, yolda, vapurda, gevrek yerken, sıcak çayın buharını hissederken kahrımı çektin. Her ne kadar seni çok iyi korumak istememe rağmen bu yağmurlar ve koşuşturmalar senide yıprattı.
Başarılarımın yarım hatta başarısızlıklarımın bile yarım kaldığı Tutunamadığımız şu hayatta şimdiye kadar ellerimden, gözlerimden tuttuğun için teşekkürler ederim Selim Işık, Turgut Özben, Olric.
Yıllar sonra tekrar buluşmak dileğiyle..