… onlar hizmetleri karşılığında hiçbir şahsi menfaat gözetmemişlerdir.
Sayfa 40 - Altınordu YayınlarıKitabı okuyor
Süleyman Askeri bey Manastır’daki görevi sırasında faal bir subay olarak dikkati çekmiş, Makedonya’daki çete takipleri sırasında cesaret ve askeri bilgisi ile ön plana çıkmıştır.
Sayfa 39 - Altınordu YayınlarıKitabı okuyor
"Teşkilat-ı Mahsusa'nın icra heyeti kurulurken Reisi/Başkanı Süleyman Askerî Bey oldu. Atıf Bey (Kamçıl), Emniyet-i Umumiye Müdürü Aziz Bey ve Dr. Nâzım Bey'den oluşan bir heyet teşkilatın en yetkili organıydı."
Sayfa 196 - Kronik KitapKitabı okudu
Ermeniler amaçlarına ulaşmanın önündeki engel olarak gördükleri Sultan II. Abdülhamid'e 1905'te başarısız bir suikast düzenlemişler ve onu "Kızıl Sultan" olarak almışlardır.
1918 yılı başlarında, Türkistan İttihat ve Terakkiperver Cemiyeti, üyelerinden Abidcan Mahmud'u bir mektupla birlikte Hasan Ruşeni Bey'e gönderdi. Abidcan Mahmud, Efendizade Mehmet Emin ve Zahitcan beylerle birlikte Azerbaycan'a geldi. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Kafkas Şubesi başkanlığına takdim edilen 9 Ocak 1918 tarihli
"... Süleyman Askeri, vatanı için vatanından başka herşeyini isteyerek ve gülerek feda etmiş bir Osmanlı idi!..." Süleyman NAZİF(BAĞDAT VALİSİ)
Vatanı için vatanından başka her şeyini feda etmiş bir İttihatçı: Süleyman Askerî Bey
Burada eski Irak ve Havalisi Umum Kumandanı Cavid Paşa'nın Süleyman Askeri Bey'e: ".. Muvaffakiyetinizi elbet arzu ederim.
Fakat siz bunlardan (aşiretler) bir istifade temin ile düşmanı memleketten tardedebilirseniz size hükümeti Osmaniye'nin bahşedemeyeceği bir hediye vereceğim..." demiş ve başını göstermiştir. Bu Cavid Paşa'nın aşiretlere kesinlikle güvenilmemesi gerektiğini belirten önemli bir ifadedir.
Sayfa 156Kitabı okudu
1332 tarihinde Güzide Hanım'ın Harbiye Nezareti'ne yazdığı bir mektupta, kendisi Süleyman Askeri Bey'den başka üç oğlunun daha olduğunu, onların Kut'ül-amare, Çanakkale ve Yemende şehid olduklarını belirtmekte ve sadece damadı Mustafa Bey'in aile reisi olarak kaldığını açıklamaktadır.
Öldüğünde henüz 30 yaşında olan bu gözü kara kahraman için Süleyman Nazif; “… Süleyman Askeri, vatanı için vatanından başka her şeyini isteyerek ve gülerek feda etmiş bir Osmanlı idi…” demiştir.