Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Başına gelen hadiseler sonucunda teslimiyette acemi isen; Hz. Musab bin Umeyr'i hatırla; kolları koptuğu halde sancağı bırakmayan, Hz. Resullâh'ı asla yalnız koymayan, "rızâ-ı ilahi yolunda biraz cefa çektik diye, Rahman'a naz mı edeceğiz?" diyen Hz. Musab bin Umeyr'i hatırla.
TESLİMİYET NE DEMEK? Teslîmiyete gelince, o da boyun eğmek, başa gelen hâdiseleri îtirazsız kabûllenmek ve selâmete çıkmak mânâsına gelir. Teslîmiyet, kalbin bir fiili olup Allâh tarafından haber verilen hususlarla alâkalı şüphelerden, ilâhî emirlere ters düşen nefsânî arzulardan, ihlâsla bağdaşmayan isteklerden, ilâhî takdîre ve şer’-i şerîfe
Reklam
İnsanlar Neden İmtihân Edilir?
Allah Teâlâ'nın peygamberleri çeşitli sıkıntılarla imtihan etmesinin sebebi, onların makamlarını yükseltmek ve derecelerini artırmak içindir. Onların başa gelen belâya ne kadar sabrettiklerini, uğradıkları kazaya ne ölçüde rıza gösterdiklerini, Allah'ın verdiği nimetlere ne kadar şükrettiklerini, başlarına gelen sıkıntılara ne kadar teslimiyet gösterdiklerini ve Cenâb-ı Hakk'a ne kadar tevekkül ettiklerini, işlerini O'na ne nispette bırakıp ondan gelene ne ölçüde boyun eğdiklerini, Rablerine ne kadar duâ edip yalvardıklarını ortaya koymak; kalp gözlerinin açılarak Cenâb-ı Hakk'ın imtihan ettiği ve belâya uğrattığı insanlara daha çok merhamet etmelerini, daha fazla şefkat göstermelerini sağlamak içindir. Peygamberlerin çeşitli sıkıntılarla imtihân edilmelerinin bir sebebi de başlarına belâ gelen insanların onlarin hâllerinden kendilerine ders çıkarmaları, peygamberlerin neler çektiklerini düşünerek teselli bulmaları ve onların sabrını örnek almaları içindir. Başlarına çeşitli sıkıntılar gelen insanların, peygamber- ler Allah'ın seçkin kulları oldukları hâlde bu kadar ağır imtihandan geçtiklerine göre ben de kendi derdime sabretmeliyim diye teselli bulmaları ve onları kendilerine örnek almaları içindir
Şifa-i Şerif Şerhi (3 Cilt Takım)
Şifa-i Şerif Şerhi (3 Cilt Takım)
Mümin, mütevekkildir. Sabır, rıza ve teslimiyet sahibidir. Başına en büyük musibet de gelse Rabbine isyan etmez. 'Narın da hoş, nurun da hoş', der. Allaha darılmaz, kırılmaz. Bilir ki, onun sonsuz merhameti ve adaleti vardır. Kullarına zulmedici değildir.
Batılılaşma sürecine girdiğimizden bu yana Türkiye üç kefeli bir terazidir. Terazinin bir kefesi üzerinde yaşadığımız toprakların gayri müslim karakterini öne çıkarma taraftarı olanların doldurduğu kefedir. Bir diğerinde din faktörü belirleyici olmamakla birlikte “yerlilik” ve “biz” duygusu sahibi olanlar yer tutarlar. Terazinin üçüncü kefesinde
Gelin Hep Birlikte İnsanoğlundaki Nefisleri Tanıyalım .
🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀 Nefsî tezkiye . 🍀 Nefsi tezkiye; öncelikle onu küfür, cehâlet, kötü hisler, yanlış îtikadlar ve fenâ ahlâklardan temizlemektir. Yâni şer’-i şerîfe aykırı her türlü îtikâdî, ahlâkî ve amelî yanlışlıklardan arındırmaktır. Onu temizleyip kötülüklerden koruduktan sonra da, îmân, ilim, irfân, hikmet, hayırlı duygular, güzel huylar gibi
Reklam
Her temenni ve beklenti; gerçekleşmeme ihtimali sebebiyle endişelenmemiz, gerçekleşmeyeceği kesinleştiği takdirde üzülmemiz için yeni bir sebeptir. Hayata rıza ve teslimiyet penceresinden bakabilsek endişe ve üzüntü sebeplerini de o ölçüde azaltmış oluruz. |
Soner Duman
Soner Duman
‘İki mahkum hücre duvarına tıklayarak birbiriyle haberleşir. Onları ayıran duvar, aynı zamanda haberleşme vasıtalarıdır. Her ayrılık, bir bağdır’ demiş Simone Weil, ne güzel söylemiş. Bizi ayırdığını düşündüğümüz her şey belki de birbirimize sesimizi duyurabilmemizin bir vasıtası. Eğer aynı zindanın mahkumları olduğumuzu fark edebildiysek.
İbn Kayyım (رحمه الله ) şöyle der: “Kur’anı yavaşça ve düşünerek okumaktan daha fazla kalbe fayda veren bir şey yoktur. Hiç şüphesiz kur’an , bu yola ulaşan bütün hedefleri, bunun için çalışanların hallerini içine alır. Kur’an , muhabbet ve istek, korku ve ümit, pişmanlık ve tevekkül, rıza ve teslimiyet, şükür ve sabır ve bunun dışındaki kalbin hayat bulup kemâle erdiği bütün hallerin oluşmasını sağlar.” (Miftah-u dâri’s-saade-1/533)
Teslimiyet
Teslimiyyet, kader tecellisini rıza ile karşılamak; mukadderatı kabullenmek; başa geleni, içinde ve dışında bir değişiklik meydana gelmeden kabullenmektir.
Reklam
​​Mehmed Zahid Kotku “TEZKİRATÜ’L EVLİYA HAZRET-İ ŞEYH MÂLİK B. DINAR (kaddesallâhu sırrahu'l-azîz) Ol mütevekkil-i velâyet, mahrem-i esrâr, sâlik-i tayyâr, şeyh Mâlik b. Dinâr kaddesallâhu sırrahu'l-azîz, Hasan-ı Basri'nin sevdiği, dostu idi. Babası köle fakat kendisi hür, âzat idi. Mâlik bir gemiye binmişti. Deniz ortasına
127 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.