Kâmil bir müʼmin, âdeta ışığın etrafında dönen kelebekler gibi, Mevlâ muhabbetiyle irâdesiz hâle gelmiştir. Zira her hâlükârda hamd, şükür, rızâ ve teslîmiyet duygularıyla kullukta bulunmak, Hakk’a muhabbetin en güzel meyvesidir.
..daha vakti gelmeden, "kabım" diye tanımladığımız şeye göre tecelli beklemek de yanlıştır, çünkü tecellinin zamanını belirleyen bizler değiliz! Nefsin alt kat sakinlerinin yaşadığı mutsuzluğun ve doyumsuzluğun nedeni işte bu süreçtir. Halbuki üst kat sakinleri, sabırla beklemenin sonucunda, kab hazır olduğunda, yani "hâl" tamamlandığında, tecellinin vuku bulacağını bilirler ve teslimiyet, tevekkül, tefvîz, rıza, itminan/güven, reca/ümit içinde yaşarlar. İşte aradığımız, huzur, barış ve selamet bu kadar yakındır.