İsteklerinizden vazgeçin -ki buna rıza ve teslimiyet denir- göreceksiniz ki acılarınızın en önemli kaynağı kuruyacaktır. Nitekim "Ne varlığına sevinirim, ne yokluğuna yerinirim" diyen Yunus'umuz, dikkatlerimizi bu hakikate çekmeye çalışır.
Sayfa 32
"Kalbinin üzerindeki o yükü hafifletebilecek tek şey ne biliyor musun? Koşulsuz teslimiyet... Yani başımıza bir musibet, bir sınav geldiğinde, bunu Allah'ın buyurduğunu kabullenmek ve rıza göstermek. Sağlıklıyken sağlıklı olmayı sevdiğimiz gibi, hastayken hastalığı, imtihandayken de imtihanımızı sevebilmeliyiz Esram. O'nun nasip ettiği ve etmediği her şey güzeldir. Bizim için hangisinin daha hayırlı olduğunu bilemeyiz.
Sayfa 65Kitabı okudu
Ey teslimiyet! Senin adın İslam’dır !!
Kitabın sonunda yazar, teslimiyet konusundan bahseder. Ona göre kaderin kabulü İslam’ın en büyük ve en son çağrısıdır. Kadere teslimiyet, insana hayatı olduğu gibi idrak edebilmeyi, sabrı ve tahammül etmeyi öğretir. İzzetbegoviç, insanın yaratıcısından kendisine gelen her şeye rıza göstermesini yani teslimiyeti, İslam’la eşdeğer görür ve başlıkta ki sözleriyle eserini noktalar...!!!!!!!
Bu durum birinci yakînin neticesi, semeresi, ruhu ve faydasıdır. Ne zaman ki insan, güneş, ay, yıldız cemadat, bitki, hayvan ve her mahlûkun zahiri sebepleri Yaratan elinde birer vasıta olup kâtibin elindeki kalemden bir farkları olmadığına inanırsa ve yine, her şeyin kaynağının ezeli kudret olduğuna kanaat getirirse, o zaman kalbine tevekkül, rıza ve teslimiyet gibi yüce sıfatlar hâkim olur. Kötü ahlâk, hased, kin ve gayzdan uzak bir yakın ehli olur. İşte yakîn kapılarının birisi budur…
Sayfa 209Kitabı okuyor
asıl gaye ve hedef...
Günahlarından tövbe edip Allah'a güzel amellerle kavuşmak arzusunda bulunan bir kimse, ölümü hoş görmemesinde mazur olduğu gibi, ârif kimse de ölümü istemesi ve onu temenni etmesinde mazur sayılır.
Bu ikisinden daha yüksek bir mertebe ise, işini Allah'a havale eden, nefsi için ölümü veya yaşamı tercih etmeyen kimsenin mertebesidir. O kimse için her şeyin en iyisi ve en sevimlisi mevlâsı için en sevimli olanıdır. Böyle bir kimse ileri seviyedeki sevgi ve muhabbetinin çokluğundan dolayı rıza ve teslimiyet makamına ulaşmıştır; işte asıl gaye ve hedef budur.
Sayfa 21 - ÖLÜMÜ ANMAK
Kalbinin üzerindeki o yükü hafifletebilecek tek şey ne biliyor musun?
Koşulsuz teslimiyet...
Yani başımıza bir musibet , bir sınav geldiğinde, bunu Allah'ın buyurdugunu kabullenmek ve Rıza göstermek.
Saglikliyken sağlıklı olmayı sevdiğimiz gibi , hastayken hastalığı, imtihandayken de imtihanımizi sevebilmeliyiz.
Sayfa 65Kitabı okudu
Kafesteki adam
Bir akşam sarayın bir penceresinden sokakta akıp giden kalabalığı seyreden bir kralın gözüne, o kalabalığın içinden bir adam takılmış. Sıradan bir insanmış bu. O akşam vakti, evine yürümekteymiş. Tıpkı, yıllardan beri haftada beş akşam yaptığı gibi… Kral, adamın evine vardığında yapacaklarını tahayyül etmiş: hanımı ve çocuklarıyla merhabalaşmak,
Bil ki yüce Allah, Hz. İbrâhim'in (a.s.) sırrını rıza nuruyla doldurdu, ona teslimiyet ruhunu verdi ve kalbini yaratılmışlara ilgi duymaktan korudu.Ancak kalbi, Allah'a dayanıp O'na teslim olduktan sonra ateş ona serin ve esenlik oldu.Teslimiyet onun şiarı oldu.Makamın bâtınını düzeltmekle, yücelik ve ululuk onun elbisesine büründü.
Ey mümin! Buradan anla ki başına gelen imtihanlarda Allah'a teslim olan kişiye,yüce Allah dikeni reyhan, korkuyu emån kılar.
Şeytan seni imtihan mancınığına atıp bütün varlıklar "Bir ihtiyacın var mı?" diyerek sana yardıma gelseler,
"Sana bir ihtiyacım yok! Ama Allah'a ihtiyacım var!" de.
Eğer sana "o halde O'ndan iste!" deseler,
"İçinde bulunduğum hâli bilmesi, benim O'ndan istekte bulunmama gerek bırakmaz!" de.
