Teslimiyet Antlaşması İmzalanıyor....
Vahdettin, "Kabul edenler ayağa kalksın, kabul etmeyenler otursun" dedi. Herkes ayağa kalktı. Sadece Topçu Feriki Rıza Paşa ayakta olduğu halde "çekimser" olduğunu söyledi. Sevr Antlaşması, bizzat padişah Vahdettin'in huzurunda, Saltanat Şurası'na davet edilen 43 kişinin 42'si tarafından kabul edildi. Bu toplantıdan bir gün önce, 21 Temmuz'da Lloyd George, İngiliz Parlamentosu'nda "Türkiye artık yoktur..." demişti. Hadi Paşa, Rıza Tevfik ve Reşat Halis beylerden oluşan Osmanlı heyeti, 10 Ağustos 1920'de Fransa'da Paris'in banliyösündeki Sevr kentinde, namlı porselen fabrikasının çinili salonunda Sevr Antlaşması'nı imzaladı.
Sayfa 214Kitabı okudu
Kendisine ne tavsiye buyurduğu sorulduğunda, Platon şöyle demiş: Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır. Önemli olan; hayatta, "en çok şey”e sahip olmak değil, "en az şey”e ihtiyaç duymaktır. Kişinin başkalarına kendini sevdirmeye çalışması, aslında onların sevgilerinin mülkiyetini elde etmek istemesi anlamına gelir. Oysa yapılması gereken bir tek şey vardır: kendini sevilmeye bırakmak. Sahip olmak değil, sadece olmak, yani rıza ve teslimiyet. Nasip edilen kadarıyla, yani sevilme istidadı kadarınca sevilmek.
Sayfa 33 - Kapı yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yaralarım Aşktandır...
Sözü Jean-Luc Nancy almış da şöyle demiş: "İslam’ın Tanrı'sı her Sûrenin başında Rahmân olarak adlandırılan Tanrı'dır. Rahmân, her insanda onun küçüklüğünü, zayıflığını tanıyan ve küçüklüğüne ve zayıflığına rağmen ona büyük ve saygıdeğer olma olanağı veren demektir." Güzel söylemiş. İnsanın içinde nice gökler gizlidir. Genel izâfiyet kuramı ile kuantum mekaniğini birleştirmeye niyetlenen sicim kuramı çok sayıda kâinat tahmininde bulunuyor: Her biri bizim bilemediğimiz apayrı kurallara tabi sayısız kâinat. 10’un arkasına 500 tane sıfır ekleyin, işte o kadar. Çok ama çok küçüğüz ama Lütuf her yerde ve O'nun rûhumuza dokunmasına izin verdiğimizde, saygıdeğer olma imkânımız var. İnsan insanı aşar. İman sadâkattir, göğe sadık olmak, İlâhi Olan'a katıksız bir teslimiyet ve güven duymaktır. Dünya bir uyku ve aşk bir uyanış, göz bebeklerimize değerek bizi rüyâların koynundan çekip alan bir ışık çakımı. Hakikat güzel olanda parlar ve bizi kendini tanımaya çağırır. Aramayan da bulunur, zira rızâ makâmındaki kişiye ırmaklar bükülür. Susuzun nasibi su ise, suyun da nasibi susuz kalmış kişidir.
Sayfa 18 - Kapı Yayınları 562 Psikoloji 10 / 1. Basım: Kasım 2017 2. Basım: Aralık 2017
ah olmasaydık n'olurdu
Rıza ve teslimiyet göstermeksizin kim ve nasıl bu dünyaya tahammül edebilir? Kimse!
Sayfa 62 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Çünki onlar, Risale-i Nur’dan aldıkları iman-ı tahkikî derslerinin nuruyla, gözüyle, herşeyde rahmet-i İlahiyenin izini, yüzünü görüp, her şeyde kemal-i hikmetini, cemal-i adaletini müşahede ettiklerinden kemal-i teslimiyet ve rıza ile, rububiyet-i İlahiyenin icraatından olan musibetleri teslimiyetle ve gülerek karşılıyorlar, rıza gösteriyorlar. Ve merhamet-i İlahiyeden daha ileri şefkatlerini sürmüyorlar ki, elem ve azab çeksinler. İşte bu hakikata binaen, değil yalnız hayat-ı uhreviyenin, belki dünyadaki hayatın dahi saadet ve lezzetini isteyenler, -hadsiz tecrübeler ile- Risale-i Nur’un imanî ve Kur’anî derslerinde bulabilir ve buluyorlar. Said Nursî
Evet, bu zamandaki siyaset, kalbleri ifsad edip, asabî ruhları azap içinde bırakır. Selâmet-i kalb ve istirahat-i ruh isteyen adam, siyaseti bırakmalı. Evet, şimdi küre-i arzda herkes ya kalben, ya ruhen, ya aklen, ya bedenen gelen musibetten hissedarlıktan, azap çekiyor, perişandır. Bilhassa ehl-i dalâlet ve ehl-i gaflet, merhamet-i umumiye-i
Sayfa 314Kitabı okudu
491 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.