Eserimiz sekiz tane birbirinden hüzünlü, birbirinden zor hayat hikayesinden oluşuyor.. Sizlerin , bizlerin hor gördüğü, yük olarak nitelediği, çürük bir botun üzerinde kaçak giriş yapmaya çalıştığı için aşağıladığı insanlar... Peki sorayım size, kim ülkesini, vatanını, evini kucağında küçücük çocuğuyla terk etmek ister!... Dervişin de dediği gibi "benim ayakkabılarımı giyip, benim yürüdüğüm yollardan yürümeden kimse ne çektiğimi anlayamaz"
.
Bütün hikayeler yüreğimin en derinine işledi ama biri vardı kii... Nefesimi kesti, üzüldüm, öfkelendim, tüm duygularım iki damla gözyaşı olup süzüldü gözlerimden.. Biri Derya, biri kızı için... Ve daha pek çok hikaye... İnsanın insana yapacağının sınırları maalesef yok... Savaşlarda, kavgalarda, kaçışlarda insanlar ölmüyor arkadaşlar.. İNSANLIK ÖLÜYOR ... Biz izleyenler, sessiz kalanlar da üzerine bir avuç toprak döküp, sosyal medyada kınama mesajları atıyoruz... Görevimizi tamamlıyoruz, vicdanımız rahat.. Değil mi?
.
Eserimiz tavsiyemdir, alın okuyun arkadaşlar, yazarımızın da dediği gibi, aşina olduğunuz bu hikayelere bir daha dönün bakın, görün! Anlamaya çalışın... Peki siz baktığınızın ne kadarını görüyorsunuz?