Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Herkes deli olduktan sonra, bir kaç kişinin akıllı olmasına gerek yoktur!
DERVİŞ - Kışın portakal, baharda kayısı, yazın incir, güzün nar veren bir ağaçtan sözedilmişti. KOCA - Bunların hepsini tek bir ağaç mı veriyor? DERVİŞ - Evet, tek bir ağaç. KOCA - Bir ağaçta bunca çelişki... Mümkün mü bu? Olabilir mi? Açıkça ilân ediyorum Memur Bey, bu adam şaka yapıyor... Böyle bir ağaç nerede bulunabilir? DERVİŞ - İstediğiniz yerde... belki sizin ağacınız bu türdendir. KOCA - Şu benim ağacım mı? Bu portakal ağacı böyle bir şey yapabilir mi? DERVİŞ - Bilmiyor musun? Sana trende söylemedim mi? KOCA - Şaka yaptığınızı... alay ettiğinizi düşünmüştüm... DERVİŞ - Şaka ve alay bilmem ben... KOCA - Benim şu ağacım, bütün bu değişik meyvaları değişik mevsimlerde verebilir mi? DERVİŞ - Eğer bildiğin gübreyle gübrelersen... KOCA - Hangi gübreden sözediyorsun? DERVİŞ - Eğer bir insan bedenini bu ağacın altına gömersen, onun bütün çelişkileri ağacı da besler...
Yeryüzü YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Günahlardan sakınmak ve ibadet ve taatlara güç yetirmek ancak Azîz ve Hakîm olan Allah'ın yardımıyla olur. Allah bize yeter. Hem O, ne güzel Vekîl'dir. Tevfik Allah'tandır. Vesselam.
Sayfa 333 - İnsan yayınlarıKitabı okudu
DEDEKTİF - Kelimeleri değiştirip kendine uyduruyorsun... KOCA - Kelimeler kendileri gelip benim ağzıma uyuyorlar.
Sayfa 43 - Yeryüzü YayınlarıKitabı okudu
Önsözden
Evrende insanın konumu tuhaftır: Sürekli konuşmak, sormak, cevap almak ister insan. Sorularına evrenden bir karşılık gelmezse, o zaman vay o evrenin hâline! Kimi zaman Albert Camus olan, değişik ülkelerde ve değişik dillerde ayrı isimler alan bu adam için evren, acı alayların en acısıdır. Evrenden, anlamlandırabileceği açık bir cevap alamadığında ya evreni veya kendi kendini yok etmeye yatkın bir eğilimdedir o zaman. Ama evren yalnızca onun gözünde varlığını yitirmiştir. Gerçekte ise her şeyi söylemesine rağmen hiçbir şey söylemiyor gibi bir görünüm altında sürekli olarak varlığını devam ettirmektedir. (1981 baskısı)
Sayfa 9 - Yeryüzü YayınlarıKitabı okudu
İrrasyonel Tiyatro Üzerine isimlerin önsöz yazısından
Modern resimde kübizm, geometrik soyutlamalarla yeni biçim ve yankılara ulaşmaya çalışırken, camilerimizde, büyük yapılarımızda ve vazolarımızdaki süsleme sanatıyla, kare ve küp kompozisyonlarıyla bu tür geometrik soyutlamaları halk sanatımız uzun zamandır kullanıyordu. (1981 baskısı)
Sayfa 5 - Yeryüzü YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Delilik
Melik: Delilik, dediğin gibi bana Melike ve halkla beraber rahat bir hayat verirken akıl ne veriyor bana? Vezir: Hiç! Sizi halktan uzaklaştırıyor ve halk nazarında deli gösteriyor. Melik: Öyleyse, deliliği seçmemem deliliktir. Vezir: Ben de bunu söylemeye çalışıyorum. Melik: Bilakis deliliği seçmek en akıllıca bir iş! Vezir: Şüphesiz ki böyle. Melik: Öyleyse, akıllılıkla delilik arasındaki fark ne? —— Melik: Şu nehrin suyundan bir bardak da bana getir!
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
Düşüncede veya sanatta yahut bilimde ve siyasette her deccal, insanlara ancak parıltılı, gözalıcı, görkemli, debdebeli giysilerin içinde görünür. Avurtlarını büyüleyici sözlerle şişirir, saf halka, aklın ve kalbin en muhteşem meyvelerini, çaba ve çalışmanın en yüce ürünlerini sunanın kendisi olduğunu telkin eder.
Sayfa 82 - KaknüsKitabı okudu
gördük gördük
Sahtelik insanlarda ‘ben sahteliğim’ diye bağırarak ortaya çıkmaz, aksine ‘ben gerçeğim benim dışındakiler yalan’ diyerek çıkar ortaya.
Sayfa 82 - KaknüsKitabı okudu
Reklam
Yazarın görevi benliklerin uyarılması değil, kafaların harekete geçirilmesidir. Yazar insanları, kendi kendilerine ve kendileri için hakikatleri ve bilgileri ortaya çıkarmaya yönelten bir zihin anahtarıdır.
Sayfa 75 - KaknüsKitabı okudu
Bana öyle geliyor ki her insan kaderini tabiatının/mizacının içinde taşımakta. Kaderler her zaman gökten insanların başlarına inmemekte fakat bazen de benliklerinin doğasından yükselmekte ve hatta insanın olaylar karşısındaki davranışları çoğu zaman mizacının ve benliğinin bir açıklaması olmakta.
Sayfa 55 - KaknüsKitabı okudu
Bir ulusun kültürü Çağlar boyunca değişik ulusların çiçeklerinden elde edilmiş bal’dan başka birşey değildir.
Sayfa 34 - KaknüsKitabı okudu
Bilim adamları evrenin tuhaflıklarıyla birer edebiyatçıya dönüşmeden nasıl ilgileniyorlar… Edebiyatçılarsa bu tuhaflıklarla ölçülü bir şekilde ilgilenmelidirler. Aksi hâlde birer deliye dönüşürler.
Sayfa 31 - KaknüsKitabı okudu
Tüm mucizeler “en büyük mucize”ye nisbetle küçüktürler. O, Allah’ın nurundan çıkardığı din’dir. İnsanlar hayranlıkla onun, damarlarına dağıldığını ve kanlarına karıştığını hissederek, kıyamete kadar onu izleyeceklerdir.
Sayfa 27 - KaknüsKitabı okudu
215 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.