Tevhid Ehli Kimdir?...
Sadece Allâh’a teslim olan kişidir. Onun boyun eğme ve zilleti sadece ve sadece Âlemlerin Rabbinedir. O yaratılmışlar karşında izzetli olup, onlara boyun eğmez. Ehli küfür, küfür projeleriyle insanlığı kendilerine teslimiyete çağırdıklarında, bir Muvahhid olarak o da, Allah’a teslimiyete çağırır. O, hayatına İslam ile yön verir. Yapacağı ve
%54 (254/464)
10/10 puan verdi
·
Liked
Dördüncü konu çok açık ve anlaşılır geldi bana. Bir yandan da bu kitaptaki konuları.okumak tam bir tefekkür vesilesi... Çevremde Ebu Talib'e benzettiğim müşriklerin, İslam’a fayda adına yaptıklarının Ebu Talib'e kıyasla ne kadar hafif kaldığını bir kez daha gördüm. Ve bu dinin bir bütün olduğunu, birazını, bir kısmını yapanın (ki bu bir kısmı dediğimiz Tevhid'e, Peygamber’e canını ortaya koyarak hizmet etmek dahi olsa) kişinin Allah'ın istediği şekilde dine girmeden Müslüman sayılamayacağını, Allah’ın kabul edeceği din üzere olmak için ve Cennetine alacağı kullarından olmak için müşriklerden ve şirkten tam teberri edip Allah'ın dinine, emirlerine tam teslim olmak gerektiğini tefekkür ettim. Bunu çevremizde dine yardımı dokunan, kendilerine Tevhid daveti yapmaya devam ettiğimiz ve bize destek çıkan ama tam da dine girmeyen tanıdıklarımız açısından da tefekkür ettim. Bu benim içim, onlara İslam hükmü vermek için hangi günü, ne yapmalarını beklediğimizi bana bir kez daha hatırlatan bir risale oldu.
Tevhid Risaleleri Külliyatı
Tevhid Risaleleri KülliyatıMuhammed Bin Abdulvahhab · Neda Yayınları · 201957 okunma
Reklam
İbrahim Suresi
24) (Habîbim!) Görmedin mi ki Allâh (tevhîd kelimesi, İslâm daveti ve Kur’ân gibi) pek hoş (olan güzel ve makbul) bir kelimeye nasıl (güzel ve yerinde) bir örnek açıkladı? (İşte o kelimeler,) çok hoş bir ağaç (olan hurma) gibi(dir) ki, onun kökü (toprakta) sabit, üst tarafı ise gök (cihetin)de (yükselmekte)dir. 25) Rabbinin izniyle (o ağaç, meyve vermesi için tayin edilen) her zaman yemişini vermektedir (ki, diğer meyvelerden farklı olarak, gece-gündüz, yaz-kış, ilk çıktığı anda da, kurusu da, yaşı da, hamı da, olgunu da yenmektedir. İşte iman kelimesi de, müminin kalbinde iyice kök salmakta ve müminlerin amellerini, kabul mahalli olan semâya doğru yükseltmektedir. Hurma ağacı her sene meyve verdiği gibi, imanlı bir kimse de dâima sâlih ameller üretmektedir). Böylece Allâh insanlara (görünmeyen manaları, görünen suretlerle tasvir ederek, üstün anlayış kazandırmakta olan) misaller açıklamaktadır. Tâ ki onlar iyice düşünsünler (de imana gelsinler)! 26) (Allâh-u Te`âlâ’nın râzı olmadığı sözler, özellikle sahibini kâfir edecek laflar ve yalanlar gibi) pek kötü bir kelimenin misali ise; (kökleri derin olmadığı için) toprağın üstünden (bir kerede) tümüyle cüssesi koparılmış olan ve kendisi için (toprakta) hiçbir süreklilik bulunmayan çok kötü bir ağaç gibidir. (İşte böylece; kâfirin kendinde de, itikadında da hiçbir hayır bulunmadığı gibi, kendisinden ne hoş bir söz, ne de salih bir amel asla yükselmez! Zaten onun inancının hiçbir temeli ve esası bulunmamaktadır.) [
Kuran-ı Mecid Ve Tefsirli Meal-i Alisi
Kuran-ı Mecid Ve Tefsirli Meal-i Alisi
]
İslâm'ın istediği (tabiiyet) akideye bağlı inanç bağıdır ve onda Acemi, Arabı, Türkü, Kürdü bütün ırklar, renkler ve cinsler Allah'ın sancağı altında eşittirler. İşte çıkar yol budur.
Onlar "La ilâhe ilallallah"ın ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlardı.Bunun manasının Allah'ın hukukunu gasp edenlere isyan etmek olduğunu,yeryüzü kaynaklı bütün beşeri sistemlere karşı çıkmak olduğunu çok iyi biliyorlardı.Araplar kendi ana dillerini çok iyi bildiklerinden "la ilâhe illallah"davasının gerçek anlamını da çok iyi kavrıyorlardı.Bu dava ile Allah'ın izni olmadan kendi taraflarından kurulan düzen ve otoritenin,saltanatın,liderlik ve egemenliklerin kaldırılmak istendiğini biliyorlardı.Onun içindir ki bu İslâm davasına ve inkılap hareketine çok sert tepki göstermiş ve herkesin bildiği o korkunç harplerle karşı koymuşlardır.
238 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.