İmanın Gözyaşları Arap reislerinden Dihyet-ül Kalbi (r.a) her girdiği kasabada dikkat çeken güzel ve yakışıklı biridir. Hatta o derece ki daha sonraları çoğu kere Cebrail (a.s.) bile Onun kılığına girerek Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e ilahi buyrukları getirdiğini görmekteyiz. Müslümanlığı kabul ettikten sonra da İslamiyetin yayılması ve
Şer’i ilmin gayesi amel, Allah’a davetin gayesi kulluktur. Yüce Allah, O’ndan (cc) gelenin, yani şer’i ilmin hak olduğunu bilen insanı şöyle vasfeder: “Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kişi, o görmeyen gibi midir? Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar. Onlar ki; Allah’ın ahdini (tevhide dair verdikleri sözü) eksiksiz yerine getirir, sözlerini de bozmazlar. Onlar ki; Rablerinin birleştirilmesini emrettiği (akrabalık, komşuluk, İslam kardeşliği gibi) bağları birleştirirler. Rablerini (hakkıyla tanıdıklarından) Rablerinden (saygıyla) korkar ve hesabın kötüsünden korkarlar. Onlar ki; Rablerinin rızasını elde etmek için sabreder, namazı dosdoğru kılar, onlara rızık olarak verdiklerimizden gizli açık (sürekli) infak eder, kötülüğü iyilikle savarlar. Böylelerine (ahiret) yurdunun (güzel) akıbeti vardır. (O akıbet de şudur:) içine girecekleri Adn Cennetleridir. Onların babalarından, eşlerinden, soylarından salih olanlar da oraya gireceklerdir. Ve melekler her kapıdan onların yanına girip, ‘Sabretmenize karşılık size selam olsun!’ (derler) (Bu) yurdun akıbeti ne güzeldir.
Reklam
YOLUN AÇIK OLSUN Söyler misin bedeli ağır olmayan bir dava mı var? Bedava cennet yurdu mu var? Mücadelesiz şehadet mi var? Şu fani dünyada herkesin bir sevdiği, bir umudu, bir davası, taşıdığı bir yüreği var. Bir de acılara, dertlere, ayıplanmalara, dışlanmalara, terk edilmelere karşı göğüs geren imanı, direnci ve sabrı var. Bil ki kardeşim! En iyi sevgi Allah sevgisidir. En iyi umut cennet umududur. En iyi dava İslam davasıdır. En iyi yürek zalimlere hazırlanmış yürektir. En iyi acı Allah yolunda tadılan acıdır. En iyi dert davet ederken tattığın derttir. En iyi ayıplanma Tevhid ve sünnet yolunda yüzüne çarpılan ayıplanmadır. En iyi dışlanma sakaldan ve tesettürden dolayı yaşadığın dışlanmadır. En iyi terk edilme batıl yolda terk edilmedir. Yolun açık olsun. Hep en iyilerde kalasın. 🌹
“İlâh kelimesinin ifade ettiği dört ana mana şunlardır…” 1- kendisine kulluk yapılacak şey 2- kendisinden yardım istenilecek şey 3- Rızası gözetilecek şey 4- Hak ve adeleti tanzim edici, koyucu varlık. Bu sebepten dolayı bir insan kelime-i Tevhidi söylediği zaman : "Ya Rabbi, Ben inanıyorum ki Allah'tan başka kulluk yapılacak, kendinden yardım istenecek, Rızası gözetilecek yoktur, hak ve adaleti ancak sen tayin edersin, ben senin bildirdiğin hak ve adalet ölçülerinin yeryüzünde hâkim olması için bütün gücümle çalışacağım" demiş olur. - işte kelime-i Tevhidi söylemenin ve Müslüman olmanın manası budur.
اَوْ كَظُلُمَاتٍ ف۪ي بَحْرٍ لُجِّيٍّ يَغْشٰيهُ مَوْجٌ مِنْ فَوْقِه۪ مَوْجٌ مِنْ فَوْقِه۪ سَحَابٌۜ ظُلُمَاتٌ بَعْضُهَا فَوْقَ بَعْضٍۜ اِذَٓا اَخْرَجَ يَدَهُ لَمْ يَكَدْ يَرٰيهَاۜ وَمَنْ لَمْ يَجْعَلِ اللّٰهُ لَهُ نُورًا فَمَا لَهُ مِنْ نُورٍ۟ Ya da (kâfirin amelinin durumu) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. O (karanlığı), bir dalga örter. O (dalgayı da başka) bir dalga örter. Onun üzerinde de bulutlar vardır. Birbiri üstüne geçmiş (her birinin diğerini örttüğü) karanlıklar... Elini çıkarsa (karanlığın şiddetinden) neredeyse onu dahi göremeyecek. Kime de Allah bir nur kılmamışsa onun hiçbir şekilde nuru olmaz. (Birinci örnek, küfre davet eden, batılları için uğraşan ve iyi şeyler yaptıklarını zanneden kâfirler içindir. Kıyamet günü tüm beklentileri serap misali bir hiç olacaktır. İkinci örnekse liderlerini taklit eden, hakikate karşı kör, sağır, dilsiz olan, hayatları zan, cehalet ve hurafelerin şüphe ve karanlığı içinde geçen insanlar içindir.) (24/Nûr, 40)
Konuyla ilgili hususlardan biri de şudur: İnsanların çoğu helak edici büyük günahlardan haberdar olmadıkları halde küçük günahlara tepki göstermeye yönelmişlerdir. Bu helak edici büyük günahlar dinle ilgili olduğu gibi, sosyal konularla ilgili de bulunabilir. Dînî olanların bazı örnekleri şunlardır: Büyücülük, büyü, kehânet, kabirleri mescit ve adak haline getirme, ölülere kurban kesme, ölülerden medet umma, onlardan ihtiyaçlarını yerine getirmelerini ve sıkıntıları defetmelerini isteme ve tevhit inancının  bozan diğer meseleler. Helak edici büyük günahların sosyal alanla ilgili bazı örnekleri ise şunlardır: Şürâ ve sosyal adaleti zâyi etmek, hürriyeti, insan haklarını ve insan saygınlığını yok etmek, işi ehlinden başkasına teslim etmek, seçimlere şâibe karıştırmak, ümmetin servetini yağmalamak, soy-sop ve tabaka imtiyazını kabul etmek ve helak edici israf ve lüksün yaygınlaşması.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.