Ne güzel açılımlar
Felsefe tefekkür, fizik teabbüd, biyoloji teheccüd, matematik tezekkür, kimya ise teakkuldür. Bilimin ilmî açıdan böyle bir açılımı olduğuna inanıyorum.
Sayfa 37
İnsan hangi yola neden çıktığını, amacının ne olduğunu asla unutmamalı. Emaneti sahibine vermeden geldiğinde asıl iş yapılmamış oluyor. Diğer güzel işler şüphesiz faydadan hâli değil lakin maksat hasıl olmuyor. Emanetin yerine ulaştırılması lazım. Yeryüzünde neden bulunduğumuzu unuttuğumuzda ikinci bir şansımız da yok. » Bunun için yolculuğu unutmamak gerekiyor. Unutmamak için Allah bize akıl ve kalp, aynı zamanda zikir, tezekkür etme, hatırlama, düşünme kabiliyeti vermiş.
Cenâb-ı Hak Rasûlullâh Efendimiz’e indirdiği ilk vahyin birinci âyetinde «اقرأ» “Oku!” buyurmuştur. Burada geçen “kı­raat” kelimesi sâdece yazılı bir şeyden okumak mânâsına gel­ memekte, bununla birlikte gözle mütâlaaya ve zihinden tezek­kür ve tefekküre de delâlet etmektedir. Bundan hareketle âyet şu mânâya gelebilir: “Ey Rasûlüm! Kelâm-ı İlâhî’yi oku, ken­dindeki ve kâinattaki gizli hakikatleri tefekkür ve tezekkür et, eşyânın hakikatini idrâke çalış.”
Özetle: Tezekkür, tefekkür ve ardı sıra yapılan tekrarlar, kişiyi, hata yapmadığına dair yakinî (bilgiye) ulaştırır. Eğer bu yolu izlemezsen asla iflah olmaz, durmadan “leyte: keşke” ve “‘asâ: umulur ki” kelimelerini sarf edip duran kuşkucu biri olursun. Kim bilir, belki de imâmını taklit etmekte hata yapmışsın, hatta belki iman ettiğin Peygamberini taklitte bile… Çünkü Hz. Peygamber (s.a.)’in doğruluğu bilgisi, zorunlu (olarak elde edilen) değildir.
Sayfa 128 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanılığı Yay. 2 .Baskı, İstanbul 2023
Kuran'da altı yüze yakın yerde, "düşünmek, akletmek, tefekkür ve tezekkür etmekten" Bahsedilerek insanın bu yetisini kullanması istenmiştir. Kullanmadığı takdirde başının beladan kurtulamayacığına vurgu yapılmıştır.*
Sayfa 152 - Yunus 100. AyetKitabı okuyor
❍ Arapçada Düşünmekle İlintili 6 Farklı Kavram
1-Tefekkür; ۵ Olaylar ve deliller üzerinde düşünmek. 2-Tefakkuh; ۵ Lehinde ve aleyhinde olanı düşünmek. 3-Teemmül; ۵ Ümit ederek düşünmek. 4-Teakkul; ۵ Sebep ve sonuç arasında bağ kurarak düşünmek. 5-Tezekkür; ۵ Geçmişe yönelik düşünmek. 6-Tedebbür; ۵ Geleceğe dair derin düşünmek. •••••
Kur'an'ın Meydan Okuması
‎‫فَلَمَّا جَاءَهُمُ الْحَقُّ مِنْ عِنْدِنَا‬‎ Bu suretle tarafımızdan kendilerine hak (o hakk olan Kur'ân) geldiği vakit tezekkür etmediler de ‎‫قَالُوا لَوْلا أُوتِيَ مِثْلَ مَا أُوتِيَ مُوسَى‬‎ Musa'ya verilen gibisi verilse ya!" dediler. أولم يَكْفُرُوا بما أوتى موسى من قبل Ya bundan evvel Musa'ya verilene küfretmediler de
Sayfa 213 - 6.cild 28/48Kitabı okuyor
Aslında her vahiy bir zikir, her peygamber bir zâkirdir. Peygamber insana evrensel ve ilahi hakikati tekrar hatırlatan kişidir. Her risalet ve mesaj, insan için zikir, tezekkür, hatırlatmadır: “Asıl hakikati, bu dünyada niye bulunduğunu unutma!”
Sayfa 34 - MecraKitabı okuyor
İnsan
İnsan dünyaya niye gönderildiğini, Rabbini unutan, unuttuğu zaman da hüsrana uğrayan bir varlıktır. Ayet-i kerimede “Allah'ı unutan, bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın.” buyruluyor. Aslında her vahiy bir zikir, her peygamber bir zâkirdir. Peygamber insana evrensel ve ilahi hakikati tekrar hatırlatan kişidir. Her risalet ve mesaj, insan için Zikir, tezekkür, hatırlatmadır: “Asıl hakikati, bu dünyada niye bulunduğunu unutma!”
Sayfa 34 - MecraKitabı okuyor
Hayata İslâmi Dokunuş
Akıl, idrak, Fehim/ anlayış, tezekkür ve tefekkürü sayesinde emanetleri yüklenen insanoğlu belli kurallara bağlıdır. Bu kurallar manzumesine din denir. Din Akıl sahibi insanların kendi tercihleriyle bizzat hayırlı olan şeylere götüren ilahi bir kanundur.
Bizim 200 senedir kayıp hazinemiz:
1. TEFEKKÜR (Ana ilişkin sorunu tespit edip çözmek) 2. TEZEKKÜR (Geçmişi zikrederek bugüne dair dersler çıkarmak) 3. TEDEBBÜR (Gelcek için bugünden "tedbir" almak, hazırlanmak) 4. TAAKKUL (Akıl etmek, geçmiş ile gelecek arasında bağ kurup günü yakalamak) 5. TEFAKKUH (Düşünülenler üzerinden çağa özgü bir fıkıh/hukuk oluşturmak)
Sayfa 27 - Düşünceyi Yeniden KazanmakKitabı okuyor
16/Nahl Suresi
15. O, sizi sarsar diye yeryüzüne ağır baskı koydu. Yolunuzu bulmanız için nehirler ve yollardan izler bıraktı; 16. Ve işaretler. Onlar, yıldızla yol bulurlar. 17. O halde yaratan ile yaratmayan bir midir? Hala tezekkür etmez misiniz?
Allah Rasûlü -salât ve selam üzerine olsun- Kur'ân'ı hissederek yaşayarak ve tefekkür ederek okurdu. Kur'ân okurken acele etmez, ashabına da ağır ağır okumalarımı ve acele etmemelerini tavsiye buyururdu: "Kim Kur'an'ın tamamını üc günden az bir zamanda okursa, onu anlamamıs olur." Kurân, öğüt almak, iyiden iyiye düşünmek, anlamak, hissetmek, hidayet bulmak, imanı artırmak, basiret kazanmak amacıyla okunur: Kur'an'ı düşinmüyorlar (tedebbūr etmiyorlar) mı? Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var? (Muhammed: 24) (Bu Kur ân,) âyetlerini iyiden iyiye düşünsünler (tedebbür) ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar (tezekkur) diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. (Sad: 29) Allah'ın size olan nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği Kitab ve hikmeti düşünün (zikredin) (Bakara: 231) Allah, düşünesiniz (tefekkür) diye size ayetlerini böyle açıklıyor. (Bakara: 219, 266) Bak, anlasınlar (fıkhetsinler) diye âyetleri nasıl açıklıyoruz. (En'âm: 65)
Nahl/13- Açıklama;
"Bunda aklını kullanan bir topluluk için önemli ibretler vardır." 'Bunda düşünüp taşınan bir kavim için büyük ibret vardır' buyurarak, âyetin metninde " tefekkür, akletme, tezekkür" kavramıyla ifade edilen insanın zihinsel kapasitesinin işlevlerine dikkat çekilmektedir. Tefekkür; zihni sürekli kullanarak varlığın gizli anlamlarını adım adım kavrama faaliyeti, "akletme" duyu alanına giren varlık ve olaylardan hareket ederek görülmeyen gerçekler hakkında bilgi edinme şeklindeki aklı çabadır. Tezekkür; üzerine düşünülen varlıkların türlerini, özelliklerini hatırlatarak, dikkate alarak hakikati arayıp ders çıkarma gayreti için kullanılır.
Sayfa 281Kitabı okudu
Her şey sende, senin içindedir..
Bir lamba kendi içinden yanıyor. Yani alev lambanın dışından gelmiyor onun içinden parlıyor. İçinde gazyağı olan lambanın yanabilmesi için yalnızca bir kibrite ihtiyaç var. İşte bu Eflatun'un tezekkür nazariyesidir.
Sayfa 82
Resim