"-Bak yine ağlıyor! +Belki de aşığım. -Aşık mısın? Bak, yolunu şaşırmış şapşal! Aşk, şehvetin diğer adıdır. Şehvetten başka şehvetten öte... Bol miktarda aldatmaca, yalan, ikiyüzlülük ve kim bilir daha nedir. +Yine de acı veriyor. -Aşk, en kara salgından daha beterdir. Aşktan ölünse fena olmayabilirdi. Ama aşk acısı neredeyse hep geçer. +Hayır benimki geçmez. -Hadi, seninki de geçecek! Aşkından ölen ahmakların sayısı fazla değildir. Aşk, soğuk algınlığı gibi bir salgındır. Mükemmel olmayan bu dünyada, en az mükemmel şey aşktır. Aşk, mükemmellikten en mükemmel uzaklıktadır." *|The Seventh Seal (Yedinci mühür - 1957)
"Tanrı bize ceza veriyor. Hepimiz öleceğiz! Sen, oradaki ağzı açık budala! Ve sen oradaki. Bu son saatlerimiz olabilir biliyor musunuz? Ölüm hemen yanınızda. Tacı güneşte parlıyor. Tırpanı başınızın üzerinde sallanıyor. Önce hanginizi vuracak? Önce hanginizi vuracak? Cevap verin, hanginizi vuracak? Sen oradaki, aval aval bakan! Akşama kalmadan o çarpık ağzınla son nefesini vermiş mi olacaksın? Ve sen kadın. Hayata iştahla ve şehvetle sarılmışsın. Şafağa kalmadan betin benzin atıp devrilecek misin? Ya sen koca burunlu sırıtan herif! Enkazınla dünyayı kirletmen için bir yılın daha var mı? Biliyor musunuz ki ey budalalar hepiniz öleceksiniz? Bugün, yarın ya da öbür gün. Hepiniz ölüme mahkumsunuz." *|The Seventh Seal (Yedinci mühür - 1957)
Reklam
"İnanç, taşıması zor bir yüktür. Ne kadar yüksek sesle çağırırsan çağır karanlıktan sıyrılıp hiç gelmeyen birini sevmek gibi." *|The Seventh Seal (Yedinci mühür - 1957)
"Tüm yaşamım nafile bir arayıştan, anlamsızca konuşmalardan başka bir şey değildi. Kızgınlınlık ya da sitem duymuyorum çünkü, çoğu insanın yaşamı benimki gibi. Ama kalan süremi anlamlı bir işte kullanmak istiyorum." *|The Seventh Seal (Yedinci mühür - 1957)
"-Olabildiğince açık konuşmak istiyorum ama kalbim boş. Bu boşluk yüzüme tutulan bir ayna gibi. Kendimi görüyorum. İçim korku ve tiksintiyle doluyor. İnsanlara karşı duyarsızlığımla kendimi çevremden soyutladım. Şimdi bir hayaletler dünyasındayım. Rüyalarımda ve hayallerimde tutsak kaldım. +Yine de ölmek istemiyorsun. -Hayır istiyorum. +Neyi bekliyorsun? -Bilgi istiyorum. +Garanti istiyorsun. -Her neyse... İnsanın duyularıyla Tanrı'yı kavrayabilmesi o kadar imkânsız mı? O neden yarım vaatlerin ve görülmeyen mucizelerin ardına saklansın ki? Kendimize inancımız yoksa başkasına nasıl inanç duyabiliriz? Benim gibi inanmak isteyen ama yapamayanlara ne olacak? Ya inanmayan, inanamayanlar? İçimdeki Tanrı'yı neden öldüremiyorum? O'nu kalbimden atmak istememe rağmen neden alçaltıcı ve acı verici şekilde içimde yaşamaya devam ediyor. Neden her şeye rağmen bu gerçeklikten kurtulamıyorum? Dinliyor musunuz? +Dinliyorum. -Ben bilgi istiyorum! İnanç ya da varsayım değil, bilgi. Tanrı'nın kendini göstermesini, benimle konuşmasını istiyorum. +Ama o suskun. -Karanlıkta Ona sesleniyorum. Ama sanki hiç kimse yok. +Belki de kimse yoktur. -O hâlde yaşam korkunç bir şey. Her şeyin bir hiç olduğunu bilen biri ölüm karşısında yaşayamaz. +Çoğu insan ne ölümü ne de yaşamın hiçliğini düşünür. -Ama bir gün hayatın son anlarında karanlıkla yüzleşmeleri gerekecek. +Ah... O gün... -Korkumuzdan bir imge yaratır ve sonra o imgeye Tanrı adını veririz." *|The Seventh Seal (Yedinci mühür - 1957)
"-O da ne öyle? +Ölümün dansı. -O ölüm mü? +Evet hepsiyle dans ediyor. -Bunları niye çiziyorsun? +İnsanlara bir gün öleceklerini hatırlatmak için. -Bu onları mutlu etmez. +Niye hep mutlu olsunlar ki? Niye biraz da korkmasınlar? -O zaman resmine kimse bakmaz. +İnan bana, bakarlar. Bir kafatası, çıplak bir kadından daha ilginçtir. -Onları korkutursan... Düşünürler ve... Düşündükçe... Daha da korkarlar... Sonra da rahiplere koşarlar." *|The Seventh Seal (Yedinci mühür - 1957)
Reklam
92 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.