Kendisine uzun uzun baktıktan sonra, yok, dedi Züleyha, bu değilim ben. Acının içinden geçiyorken ve acı içimden geçiyorken nasıl hâlâ bu aynalarda kalabilirim? Nasıl hâlâ kendim olarak bu sûrette görünen ben olabilirim?
Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya onlardan birindeyim Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte
Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum....
Evli evinde, yerli yerinde, bana yazılansa, benim alnıma, Yusuf'un gömleğini yırtmak boydan boya, nasıl karşı çıkarım yazgıma?
Adım, ey geçmiş ve gelecek zamanların dişil ve doğurgan, duygusal ve duyarlı,
hanım hanımcık, durağan,
ve çaresiz
ve lekesiz
bütün hikâye kahramanları.
Adım adınızla birlikte anılsa da, dağlar ve ırmaklar arasında,
gökler ve yer arasında olduğu kadar mesafe olacak adımla adınız arasında.
Siz, yazgınızla iffetli,
çaba harcamayacaksınız eteğinizdeki çamuru akıtmaya.
Ben yazgımı yükleneceğim önce sonra yazgımdan iffet çıkaracağım.
Bu yüzden Yusuf'un arka taraftan yırtılan gömleğinden Züleyha'nın önden yırtık eteğine kadar uzanacak yolum, adım adım,
aşk benim hakkım.