Sanatın, yazma kaygısının, yeteneği yükseltme, öteki yeteneklerden geri kalmama takıntısının, neredeyse sağlıklı bir hayat sürme endişesiyle bile bile dışlandığı bir örnekle karşı karşıyayızdır burada. Theodor Storm'un hayatı sağlığı korumaya yönelik hijyenik bir önlem almış gibi yüksek sanat kaygısını hep kapı önünde tutmuştur. Hayat ile sanat arasındaki ilişkiyi bir trajedi düzlemine tırmandırmaya hiç niyeti yoktu onun. Storm'un hayatı sağlıklı, sorunsuz, karmaşıklıktan uzak, güvenli, her türlü trajediyi kapı dışında tutmayı, bundan etkilenmemeyi, en azından hayatının ritmini bozmamayı beceren, gelenekçi bir burjuvanın hayatıdır. "Trajedi bile onun hayatı için mide rahatsızlığı ve soğuk algınlığı gibidir," der Lukacs; derin, sarsıcı olaylar, onda hiçbir zaman trajediye dönüşmez. Hiçbir zaman herhangi bir şey çözülmez sorun oluşturmamıştır onun hayatında.
Sayfa 8 - ÖnsözKitabı okudu
Sanatı her şeyin önüne koyan, bu kaygıyla sanatçı yeteneğini geliştirmeye büyük önem veren birinin hayatında, hayatın ağırlık noktasının yeteneğe doğru kayması tehlikesi baş gösterecektir. Burada artık sanatçının mesleği, işi, hayat için değil, hayat meslek (sanat) için vardır, ama işte bu tür bir yetenek ile özdeşleşmiş bir sanat çalışması, kendisinden, niteliğinden kolay kolay emin olunamayacak bir şeydir; hayat ile çalışma arasındaki ilişki bu anlamdaki sanat yeteneği üzerinden kuruldu mu, kişi korkunç depresyonlara, sinir krizlerine sürüklenip duracaktır. Eser (çalışmanın ürünü sanat eseri) dönüp hayatın anlamı, amacı olmuş, hayatın merkezi içten dışa kaymış, "kesin olmayanların kabaran denizine" düşmüştür.
Sayfa 7 - ÖnsözKitabı okudu
Reklam
Hava buz gibiydi; kaskatı kesilmiş ellerimle dizginleri zor tutuyor ve durmaksızın bağırıyor, rüzgârın şiddetiyle sürüklenen karga ve martılara bile sövmeden edemiyordum.
Geri120
205 öğeden 201 ile 205 arasındakiler gösteriliyor.