Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.14
"Loving Vincent.." diye biten bir sürü mektup. İki kardeş arasında kitapların,resimlerin konuşulduğu o dönemin sanatçılarının dedikosunun bulunduğu mektuplar. Vincent e ne olursa olsun onu asla bırakmayan kardeşi ve kardeşlik duygusunun gücü.
Sadece 1 günde, soluksuz okuduğum bir kitap oldu. Van Gogh'un hayata bakışı ve ressamlığa duyduğu koşulsuz aşk, eserlerinin ardındaki dramı ve anlamı fark etmenizi sağlıyor. Özellikle Loving Vincent filmini izledikten sonra mektupları okumanızı tavsiye ediyorum. Çünkü filmde mektuplarla ilgili bir merak uyandırılıyor ve filmden edinemediğiniz bilgiyi kitaptan bulup tamamlamak istiyorsunuz.
Kesinlikle gerek hayatıyla, gerekse eserleriyle dünyadaki en değerli, en kendine has insanlardan biri. Ne yazık ki hakettiği değeri yaşarken göremedi... Bu durum da hep en güzel insanların, sanatçıların kaderidir zaten.
Van Gogh severler için mutlaka okunması gereken bir kitap. Bu sefer renklerini değil, yüreğini konuşturuyor sevenleri için. Bu güzel renkler ve eserler, ancak bu kadar güzel bir kalpten çıkabilirmiş diyorsunuz en sonunda.
Van Gogh'un kardeşi Theo'ya yazdığı mektuplar. resimle, Van Gogh resimleriyle ilgili olanlar için psikolojisini ve yaratıcılığının temelini anlamak adına okunması faydalı olacaktır.
Ben işin aslı psikolojisini merak ettiğim için başladım kitaba, mektupları okumak zorlayıcı geldi diyebilirim. İster istemez konu çok dağılıyor, ordan oraya atlıyor. Belli bir kurgu veya bütünlük zaten beklenemez mektup okurken ancak benim yakalamam çok zor oldu okuduğum yaklaşık 70 sayfada.
Öyle elime alayım okuyayım da bitsin denecek bir kitap /kitap türü de değil. Ara ara okunması daha keyif verecektir.
Ben biraz yorulduğum ve buna bağlı olarak sıkıldığım için kitabı masamda tutmayı, arada açıp bir iki mektup okuyup kapatmayı, okumayı bu şekilde ilerletmeyi düşünüyorum. Parça parça okumak daha keyifli olacak.
Theo'ya Mektuplar
Her nedense, bu kitabın gerçekten dramatik ve Vincent Van Gogh'un sahip olduğu tüm fikirlerle dolu olacağı izlenimine kapıldım, ancak durum böyle değildi. Bu, kitabın tatsız olduğu anlamına gelmiyor; daha ziyade biraz sıkıcıydı. Çoğunlukla sanatçının ekonomik zorluklarıyla karışık dini düşüncelerini içeriyordu. Kitapta dikkatimi çeken şey, Vincent'ın mektuplarında birbirinden farklı konuları beceriyle (becebiraz dağınık olsa da) bir araya getirmesiydi. Hayat ve insanlar hakkında son derece çağdaş fikirleri vardı ve o daha muhafazakâr günlerde bile bunları utanmadan dile getiriyordu. Ayrıca hayatının bir döneminde ne kadar dindar olduğunu görmek beni şaşırttı.
Çoğu insan onu sadece akıl sağlığıyla tanıdığından ve birçoğu onu yalnız, öfkeli ve diğerlerinden uzak biri olarak tasvir ettiğinden, her zaman ne kadar ev özlemi çektiğini ve minnettar olduğunu okumak ilgi çekiciydi ve ailesine, özellikle de kardeşi Theo'ya olan sevgisini okumak oldukça dokunaklıydı. Gerçekte, tutkulu, sevgi dolu ve yaptığı işi önemseyen bir insandı. Roman boyunca kendi küçük ailesini arzuladığını hissedebiliyorsunuz, ancak koşulları bunu yapmasını engelledi ve sanatını her zaman her şeyin üstünde tuttu.
Zaman içindeki gelişimini ve kendi tarzını nasıl bulduğunu görmek, bir sanat tarihi oğrencisi açısından da aynı derecede büyüleyiciydi. Ne yazık ki, beklediğimden biraz daha sıradan bir kitaptı ama genel olarak, sanatçının kişisel hayatı hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız mükemmel bir okuma. Nihayetinde, mektuplar kardeşine günlük yaşamıyla ilgiliydi, bu yüzden doğal olarak daha az ilginç olacaklar.
Bu dahiler hep deli
İki farklı bölüm olarak yazılmış güzel bir eser. Birinci bölüm Van Gogh kimdir, nedir, duygusu, yörüngesi, hisleri, histerisi nasıldır bunları anlatmış. İkinci bölümde ise kardeş theo'ya yazdığı mektuplar yer alıyor.
Çağımızın tartışmasız en büyük resim ustalarından biri olarak anılan büyük ressamın yalnızlığı ve yoksulluğu dikkatimi çekti. Kardeşim bir sanatçı tarihe geçmek için ille yalnız ve yoksul olmak zorunda mı, eserleri döneminde anlaşılmamak zorunda mı? Olmaz olsun böyle ortak yön ama demek ki olması gereken de bu. Esasen yoksulluk yeteneği kısıtlıyor haklı yorumu da kitap içinde yapılmış olsa da zengin olsa bu eserler çıkar mıydı kestirmek de pek zor.
Filozof ressammış kendisi dedirtiyor bazı aforizmalarıyla.
Neticesinde, okuduk öğrendik büyük resim ustas Van Gogh nedir ne değildiri. Öneririm illa ki, zaten 80 sayfa bir çırpıda biter ama hayat boyu aklınızdan çıkmayacak bir eser olarak zihnimizde ki yerini alır.
Vincent Van Gogh - Son Mektuplar
@kirmizikediyayinevi
°
"Kendimi başarısız hissediyorum -benden bu kadar- kaderimi artık kabullendim. Değişmeyeceğini hissediyorum."
°
@kirmizikediyayinevi Turuncu Kitaplar'a başlarken Kant ve Van Gogh'u ilk önce yayınlamayı seçmişler. Enis Batur dizi editörlüğünü yaptığı Turuncu Kitaplar için
