" Utopia devletinin birçok özelliklerini bizim kentlerimizde görmeyi isterdim: Bir umuttan çok, bir dilektir bu. "
Kitabı bitirince yazar gibi benim de dileğim bu oldu. Açıklama yapamayacağım. Açıklama yapmak kitabı anlatmak olur. O yüzden sadece okumanızı tavsiye ederim.
Makale niteliğinde pek güzel incelemeler yazılmış, eklenecek çok da bir şey yok. "... diye düşündüm " ve onlarca defa tekrarlanan anlatımları dikkate alırsak kısa bir içeriğe sahip kitap. Zorlayıcı bir dili olsa da bir şekilde olayların akışına keyifle dahil ediyor okuyucuyu, yani bende öyle oldu. Ayrıca o tekrarların arasına serpiştirilmiş aforizma niteliğindeki muhteşem tespitleri de en keyifli tarafıydı kitabın.
Ayrıca, Glen Gould'u merak edenler için şuraya iki kısa yol bırakmayı çok istedim. Kitaptan çok önceleri tanıdığım Gould, gerçekten merak edilecek epey değişik bir karakter. İzleyenler olursa yorumlarını beklerim.
kitapyurdu.com/kitap/glenn-gou...
imdb.com/title/tt0108328
Çok ilginç ve sürükleyici bir Metin fakat ben biraz kopuk kopuk okudugum için olsa gerek bazı yerleri pek çıkarsayacağım. Ama yine de anlamadan okusanız dahi sizi yer yer düşündürecek bir kitap aralarda filozoflardan bahsetmesi ve Thomas Mann’den bahsetmesi de kitabı okunur hale getirdi. Çok ilginç detaylar ve garip karşılaşmalar ola ad silgi çekici severek okudum. Garip bir tat bıraktı bende.
Cidden delirmek üzereyim arkadaşlar.
Serinin 3. Kitabını da bitirmiş bulunmaktayım. Yazara feci halde kızgın olmam dışında, kendimi çökmüş hissediyorum. Thomas gibi hissediyorum.
Her şey bitti mi yoksa yeni mi başlıyor henüz emin değilim. 4. Kitabı sağlıklı bir kafa ile okuyamayacağıma da eminim. Fakat yine de okuyacağım.
Bu kitap serisini, covid19 döneminde okumasaydım daha iyi hissedebilirdim, bu dönemde bu kitabı okumak sandığınızdan daha çok etkiliyor insanı. Sonuç olarak şuanki dünya ile labirent serisinin ana konusu ortak. Salgın!
Bu iyi hissettirmiyor ama kitabı okudukça daha fazla empati yapabiliyorum. Size tek tavsiyem, bu seriyi korona bitince okumanız. Herkese iyi okumalar,))
Kitabı elime aldığım andan itibaren hiç bırakmak istemedim. İnanılmaz derecede akıcı ve ilgi çekici bir eser. Ve kitabı bitirdiğimizde bir kez daha anlıyoruz ki, insanın en büyük düşmanı yine insandır. Thomas Hobbes’in ‘insan insanın kurdudur’ sözünün doğruluğunu da bir kere daha görmüş oluyoruz.
Politik meseleler yüzünden masum insanların çektiği acılar, yaşanan katliamlar, kayıplar ve sürmekte olan etkilerini gözler önüne seren bu müthiş kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Zamanında bir sürü felsefe kitabını yarım bırakmış birisi olarak bu kitabı da elim titreyerek raftan aldım. Okurken kendimi lisede zilin çalmasını dört gözle beklediğim felsefe dersinde buldum. Tabii ki koca bir senenin özeti niteliğinde olan bu kitabın, felsefe dersinden daha hafif, eğlenceli ve akılda kalıcı olduğu kaçınılmaz bir gerçek. Kitabın içinde serpiştirilmiş olan fıkralar olmasaydı sanırım bu kitabın sonu da diğer kitaplarla aynı olacaktı...
