Her şeyin bir hata, bir yanılgı olduğu ortaya çıkmıştı, benim istediğim de tam olarak buydu.
Her şeyin bir hata, bir yanılgı olduğu ortaya çıkmıştı, benim istediğim de tam olarak buydu.
Sayfa 12 - Sel Yayınları
''Yaşamak istiyordum, tek önemsediğim buydu.Yaşamak; kendi istediğim hayatı yaşamak, kendi yolumdan, istediğim yere kadar gitmek.Bir yemin değildi bu, gözden çıkarılmış olan bir hastanın kararıydı, önündeki hasta nefes almayı bıraktığı zaman alınmış bir karar.''
Sayfa 13 - Sel
Bitti.
''İşlediğimiz işlemediğimiz tek -ya da beki birçok, kim bilir- suç yüzünden ömür boyu süren bir cezaya mahkumuz.Yaşamayı biz seçmedik, kendimizi birdenbire burda bulduk ve o anda üstümüze sorumluluk yüklendi.Dayanıklılık kazandık, bizi artık hiçbir şey yıkamaz.Artık yaşamaya tutunmaya çalışıyoruz, ama onu yine de kenara atıvermiyoruz.Söylemek istediğim buydu, ama söylemedim.Başımızı kaldırıp doğruyu ya da doğru görünen şeyi söylediğimize inanmak istediğimiz zamanlar oluyor, sonra başımızı tekrar eğiyoruz.Hepsi bu.''
Sayfa 92 - Sel
Nasıl olup da müziğe ulaştığımı söylemem bugün olanaksız, ailemde hiç kimse müzikal değildi, hepsi sanata karşıydı, yaşamları boyunca sanattan ve düşünceden nefret ettikleri gibi hiçbir şeyden nefret etmediler, belki de günün birinde önceleri nefret ettiğim piyanoya âşık olmamın dürtüsü buydu, aileden kalma değerli piyanoyu gerçekten müthiş olan Steinway ile değiş tokuş edip, nefret ettiğim aileye başından beri dehşetle baktıkları yola saptığımı göstermek istedim.
Thomas Bernhard
Das War Thomas Bernhard (Thomas Bernhard Buydu) isimli, Bernhard'ın röportajlarından oluşan güzel bir kısa belgesel.
youtu.be/DV_7iVjYs3c
Thomas Bernhard Buydu! (1994)
Kilise kurallar koyar, devlet kurallar koyar ve kişi de kendisine kurallar koyar... aynı şekilde aile babası da kurallar koyar, değil mi? Kurallar olmadan hiçbir şey işlemez.
Bir diktatörün koyduğu bir kural, kesinlikle kesinlikle zarar vericidir, değil mi? Oysa bir kuralı... Belli bir insan topluluğu az veya çok kendisi koyar ve dayatırsa, yararlı olmuş olur.
Ancak genellikle insan toplulukları bunu yapmaktan acizdir ve bölünürler sonra da ''güçlü adam'' denilen kişi gelir, değil mi? Sonra her şeyi yerli yerine koyar... yani eninde sonunda kaosa ve felakete sürükler.
Thomas Bernhard
Büyükbaba Tolstoy misali ..
Daha o zamanlar yazıya sığınmıştım...
Yazdıkça yazdım; yüzlerce şiir yazdım, tam olarak kaç tane bilmiyorum...
Yalnızca yazarak var olduğumu hissedebiliyordum...
Esas yazar büyükbabamdı ama artık yoktu. Şimdi artık yazar olan bendim , şimdi benim yazma olanağım vardı...
Benim amacım buydu artık ve amacıma erişebilirdim.
"Bütün gücümle ona sarıldım, şiire dönüştürmek adeta tüm dünyayı sömürdüm"
Sayfa 21Kitabı okudu
"Yaşamak istiyordum, tek önemsediğim buydu. Yaşamak; kendi istediğim hayatı yaşamak, kendi yolumdan, istediğim yere kadar gitmek. "
Nasıl olup da müziğe ulaştığımı söylemem bugün olanaksız, ailemde hiç kimse müzikal değildi, hepsi sanata karşıydı, yaşamları boyunca sanattan ve düşünceden nefret ettikleri gibi hiçbir şeyden nefret etmediler, belki de günün birinde önceleri nefret ettiğim piyanoya âşık olmamın dürtüsü buydu...
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ama her şey korkunçlukla, sefaletle delilikle ilgilidir.'' T.Bernhard Buydu!(1994)
Çoğu insanın zihinsel sermayesini çok erken yaşta tüketmesi, birden ve aniden elinde bir hiç kalması ve hayatının geri kalanını kendisi tarafından asgari zihinsel varoluş diye adlandırılan şeyle sürünerek geçirmesi gerçeği ona daima dehşet verici gelmiş.
Sayfa 54
