Efsaneleşen Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel de İyi Vatandaş İyi İnsan isimli kitabında Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'ne atıf yaparak Thomas Jefferson'ın şu sözlerini anımsatır: "Her nerede ki millet egemenliği olan demokrasi kurulmamış, vatandaşlar hükümeti kontrol hakkından yoksun bırakılmıştır, orada topluluk, kurtların çobanlığında bir koyun sürüsü olur." Yücel, Bağımsızlık Bildirgesi'nin ve Jefferson'ın genel olarak tüm devrimler üzerinde, ama özellikle Türk Devrimi ve Mustafa Kemal Atatürk üzerinde yoğun bir etkisi olduğunu belirtir.
Sayfa 35·Kitabı okudu
Thomas Jefferson'a göre bir cumhuriyeti ayakta tutacak olan, halkın tavırları ve ruhuydu. Bunlarda bozulma olması durumunda kısa sürede yasalarının ve anayasanın özü yozlaşacaktı. Jefferson önderliğindeki Cumhuriyetçiler, Federalistleri monarşiyi ve aristokrasiyi bâkir Amerikan topraklarına dayatmakla suçluyordu. Washington önderliğindeki Federalistler ise Cumhuriyetçilerin iktidarı sınırlandırma çabalarının her türlü otoritenin dengesini bozmak amacı taşıdığı suçlamasında bulunuyordu. Washington'un düşüncesi, seçilmiş hükümetin halktan bir müdahale olmaksızın işini yapması gerektiği yönündeydi. Bu fikre karşı çıkanların savları ise yönetilenlerin, yöneticileri yönlendirebilme ve etkileme konusunda temel bir hakları ve yetkileri olduğu biçimindeydi.
Sayfa 30·Kitabı okudu
Reklam
Peki kendi devrimlerini gerçekleştirmiş olan Amerikalılar, sonraki devrimlere nasıl bakıyordu? Amerika'da ortaya çıkan en belirgin ayrılık, Fransa'daki devrime gösterilen tepkiye ilişkindi. Amerikalıların çoğunluğuna göre Fransız Devrimi, özgürlük davasının yaygınlaşmasıyla yakından ilgiliydi. Bu dönemde ABD'nin Paris Büyükelçisi Thomas Jefferson, États Generaux'nun talep ettiği yetkileri onaylıyor, Lafayette anayasal bir monarşi öneriyor, Thomas Paine ise États Generaux'ya seçiliyordu. Ancak Fransız Devrimi, eski düzenin, aristokrasinin ve ruhban sınıfının tüm kalıntılarını yok edecek bir hızla radikalleşiyordu. Başkan Yardımcısı Adams, Fransa'nın kargaşaya sürüklendiğini savunuyor, ülke içinde Fransa'yı destekleyen yurttaşlar, Jakoben Kulüpleri modeline uygun "Demokratik Cumhuriyetçi Dernekler" kuruyorlardı. Fransız Devrimi'ni Amerikan Devrimi'nin bir sonucu ve "özgürlük, eşitlik, kardeşlik" davasını kucaklayan bir devrim olarak kutladılar. Amerika'daki iç siyasal bölünmeler, Fransız Devrimi zemininde tartışılıyordu.
Sayfa 29·Kitabı okudu
Amerikan Devrimi de bu çerçevede gelişmiş; Amerikan toplumunun büyük çoğunluğunu oluşturan köylüler, sömürgeci Būyük Britanya İmparatorluğu'na karşı ayaklanırken devrimin önderliğini burjuva sınıfından gelen George Washington, Benjamin Franklin ve Thomas Jefferson gibi liderlere bırakmışlardır. Thomas Paine, bu durumu "devrimler deha ve yetenekler yaratıyormuş gibi görünürler, ancak aslında devrimlerin yaptığı şey onları öne çıkarmaktır" sözleriyle özetler. Tarihsel bir kural olarak şunu söyleyebiliriz: Büyük kişilikleri, değerlendirmesini bildikleri küçük fırsatlar yaratır.
Sayfa 14·Kitabı okudu
İnsanın doğuştan getirdiği ve vazgeçilmez haklarından başka hiçbir şey değişmez değildir. Thomas Jefferson
"Gece yarısı mı?" diye gürledi Mitch. "Gece yarısı? Yani bu gece?" Victor saatini kontrol etti. Saat dört olmuştu bile. "Bugünün işini yarına bırakma." "Thomas Jefferson'ın bu sözünün başka bir anlama geldiğini düşünmeye başladım," diye homurdandı Mitch.
Sayfa 263·Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.