Yüreğimden geçeni söylemem gerekirse, özel mülkiyetin söz konusu olduğu ve her şeyin parayla ölçüldüğü yerde toplumun adil şekilde yönetilmesi ya da refaha kavuşması olanaksız gibi görünüyor bana.
İşte soruyorum size, ben bunları ya da bunlara benzer düşünceleri, tamamen farklı eğilimde olanların huzurunda söylemiş olsam, sadece sağırlara masal anlatıyor olmaz mıyım?
Biri zevkusefa içinde yaşam sürerken, çevresindeki insanlar inim inim inliyor, feryat figan ediyorsa, bunun adına krallık değil, hapishane gardiyanlığı denir. Kısaca, hastalığı başka bir hastalıkla tedavi etmekten başka bir yol bilmeyen acemi doktor misali, yurttaşlarının yaşamını iyileştirmenin yolunu, onları yaşamın sunduğu bütün zevklerden mahrum etmekte arayan bir kral, özgür insanlara hükmetmeyi bilmediğini açıkça itiraf etmeli. Her şeyden önce de kendi beceriksizliğini ya da gururunu bastırmakla işe başlamalıdır. Çünkü halkının kendisini beğenmemesinin ya da nefret etmesini başlıca nedeni bu kusurlarıdır.
Ve açlıktan ölen, soğukta titreyen, hastane kapılarında can veren bir insanın yazgısı ne denli acıysa; doğanın güzelliğinden, düşünceden, şiirden, müzikten haz duymayan bir insanın yazgısı da o denli acıdır.