Erasmus, dostu Thomas More'u eğlendirmek için bir yolculuk sırasında bir haftada yazdığını söylediği Deliliğe Övgü'de şu soruyu sorar: İnsanoğlunun tüm zincirlerinden kurtulmasını ve salt özgürlüğe ulaşmasını sağlayan delilik değil midir?
Ön Söz
“Sevgili dostum Thomas More İtalya’dan İngiltere’ye at sırtında dönerken en çok aklıma düşen kişi sizdiniz, yanımda olmasanız dahi birlikte geçirdiğimiz vakitler benim için büyüleyiciydi. Ciddi bir eser yazamayacağımdan Deliliğe Övgü ile eğlenmeyi düşündüm.
Desiderius Erasmus ve Thomas More gibi hümanistler bile cadılara inanıyordu. (...)
Cinselliği bastırılmış, erkek egemen bir toplumda, yargıçları bekâr kalmaya mahkum edilmiş rahipler sınıfından gelen bir ortamdan bekleneceği gibi, Engizisyon'da güçlü cinsel ve kadın düşmanı öğelerin de söz konusu olduğu biliniyor.
Erasmus, dostu Thomas More'u eğlendirmek için bir yolculuk sırasında bir haftada yazdığını söylediği Deliliğe Övgü'de şu soruyu sorar: İnsanoğlunun tüm zincirlerinden kurtulmasını ve salt özgürlüğe ulaşmasını sağlayan delilik değil midir? Gülmece bu çerçevede gelişir ve söz kendisini övmesi için deliliğe bırakılır. Delilik, yaratıcısının savunduğu her şeyi eleştirerek gençliği, hayattan zevk ve neşe almayı, baş döndüren cinselliği över. Çocuklukta, yaşlılıkta, dostlukta, aşkta ve evlilikte, savaşta ve barışta, kendisinin insanlara nasıl egemen olduğunu ve onları nasıl mutlu kıldığını gösterir. Deliliğe Övgü, yazılışından günümüze, felsefe ile gülmecenin birleştiği en yetkin eserlerden biri olma özelliğini sürekli koruyabilmiş bir kitaptır.