Yazarın kendi hayatını yazdığı eserde çocukluktan başlayan yaşam mücadelesini muhteşem bir şekilde anlatmış. Doğuştan gelen bazı engellerine rağmen, mücadeleye hep devam etmiş. Satırları bazen tebessümle, bazen hüzünle okuyorsunuz.
Elimizde olanın kıymetini biliyor muyuz.? Romanın bir bölümünde, kahramanımız Christy, kendi gibi başkalarının da olduğunu, hatta daha kötü durumda olanların da olduğunu farkediyor.
Duygusal fırtınaların arasında bolca kalan Christy, kimi zaman kardeşlerine, kimi zaman hastanede tedavi görürken karşılaştığı birine, öğretmenine... hayranlıkla bakıyor. Gözümüzde öyle resmediyor ki acılarını; biz de aynı acıları hissetmiş gibi oluyoruz.
Zweig'in hiçlik korkusunu yaşıyor çoğu zaman. Ama öyle muhteşem müttefikleri var ki ; düşmesine izin vermiyorlar Christy'nin... Kardeşlerinin onu eğlendirmek için yaptığı şeyler... Babasının koşulsuz desteği... Annesinin gökyüzü kadar geniş, uçsuz bucaksız şefkati...
Gözyaşlarının yerini unutanlara da yardımcı olabilir. Masumiyet mürekkebine batırılarak yazılmış tüm harfler yüreğinize işliyor.
Sakin bir yerde, çay yada kahvenizin eşliğinde okumanızı tavsiye ederim. Duygusal bütünlüğü korumak için de tek oturuşta bu ziyafet sofrasını bitirin
Son kısımdaki yaşananlar da bize toplumda yozlaşmış bir şey hakkında ders veriyor... Ama, çözümün çok zor olmadığını da gösteriyor...
Neyse tüm kitabı yazacağım böyle giderse... Okuyun okutturun...
Vatani görevimi yaptığım Mardin/Derik'teki komutanıma yıllar yollar önce bana bu kitabı tavsiye ettiği için teşekkür ediyorum...