TİK TAK Bir saatin tik tak sesleri değil bunlar…  Tik tak… tik tak Bir “imdat!” çığlığı yükseliyor köşede. Bir tane daha… sonra biri: “sanki tek kişisin, yeter bağırdığın” diye geçirdi içinden.  Tik tak… tik tak Bir “imdat!” çığlığı daha. Evet herhangi bir köşe başında tecavüze uğrayan herhangi kadınlardan birinin imdat çığlıkları bunlar.  Tik
DEDEMİN SAATİ Hayal meyal hatırlıyorum: Dedemin küçük bir masa saati vardı ve "kırarsın, bozarsın" diye beni saatin yanına yaklaştırmazdı. O sıralar yedi yaşındaydım ve o saati kurcalamak, en büyük hayalimdi. Tik tak seslerinin geldiği yeri bulmalı, o sesleri kendime almalıydım. ▪▫▪▫▪ Bir çırak gibi saati kurcalarken, aklıma, yıllar önce yazdığım şu dize geldi: "Mezarlıklardır, saatlerin midesi..." Sahiden böyle...
İbrahim Tenekeci
İbrahim Tenekeci
Reklam
Tik Tak
Yaşlıların, hastaların odasındaki saat sesleri niye böyle baskın çıkardı bütün seslere? Bir de bebek odalarında. Hayatın başlangıcında ve sonunda zamanın değiştirme gücü daha yüksektir, demeye mi getiriyordu bu tıkırtılar?
Sayfa 75 - YKYKitabı okudu
Saati kurcalamak en büyük hayalimdi. Tik tak seslerinin geldiği yeri bulmalı, o sesleri kendime almalıydım..
Akıp giden zaman
Evin bir yerlerinden bir saatin tik tak sesleri duyuluyordu. Acımasızca akıp giden zamanın öfkeli ayak sesleri gibiydi.
Sayfa 15 - Yakamoz Edebiyat
Gece ilerliyor beni de almak üzere. Uykuyu çağırır gözlerim, Ama nafile. Yorgun bedenim, Ama kime ne. Hissizleşiyorum farkındayım. Soğuyor her yer, Ama üşümüyorum. Titriyor soğuktan duvarlar, Ama donmuyor bedenim. Tik tak sesleri işliyor  kafama. Saniyelerin ağır tesiri üstümde, Ama kırışmıyor duygular. Zaman akıyor, Ama paslanmıyor renkler. Soluğum kısalıp uzanıyor. Uzandıkça kesiliyor ömrüm, Ama azalmıyor yaşamın coşkunluğu. Karanlığa dalacak gibiyim, Ama kurtarıyor umut   beni.
Umut
Umut
Reklam
Duy ki, seni hayatta tuttuğunu sandığın kalp atışların hayata vedanın 'tik-tak' sesleri.
Sayfa 44
Evin bir yerlerinde bir saatin tik tak sesleri duyuluyordu. Acımasızca akıp giden zamanın öfkeli ayak sesleri gibiydi.
1 An 1 Yazı
Bir garın hafif loş kenarında gelip geçen adımları izliyorum. Hafif loşluğun öptüğü bu yolculuk alameti, sevinçlerle, hüzünlerle ve hayretler ile örüyor duvarlarını... Duvarlarında tik-tak öten saat sesleri, kenarıya bırakılmış samimiyetin tozunu içinde barındırıyor. İlerliyorlar; kimisi koşar ayak, kimisi paytak paytak... Hayat durmadan akıp giderken; zamanı durdurup o vazgeçilmez günlerimizi, o unutulmaz anılarımızı veya o keyifli dakikaları yeniden yaşamamıza engel olan zaman mıdır? Yoksa daha mutlu olacağımız, daha güzel geçecek dakikalara doğru ilerleyen yahut ilerleyemeyen bizler miyiz? Düşünceler bir garın zaman tınılarında sessizce ilerleyip gidiyor... Neden sürekli zamana karşı savaş halindeyiz? Neden zamana yenik düşüyoruz? Neden zaman bize bir iyilik yapmıyor da güzel insanlar gibi bahar mevsimi değerinde güzel günlerde, o güzel atlara binip ardına bakmadan kaybolup gidiyor? Trenler, bir başlangıcı ya da bitişi mi uygulamak zorunda daima? Yok mu bunun bir arası... Bir yaşamı bir kere yaşıyoruz Bırakın gerektiği gibi, kafamıza eseni yaşayalım.. hayat bizim, doğrularımızla, yanlışlarımızla, ve çok daha fazlasıyla; hayat bizim... İnsanların birbirinden farklı ayak tabanlarının sesi yankılanırken bu garda, zaman kamçılarını vurarak izini bırakıyor örümcek ağlarıyla bir duvar kenarına...
“Evin bir yerlerinden bir saatin tik tak sesleri duyuluyordu. Acımasızca akıp giden zamanın öfkeli ayak sesleri gibiydi.”
Reklam
"Ayrılığın tik tak sesleri.. Adı benliğimde tamamlanmış ayrılık idi."
Sayfa 52 - Kitap Müptelası YayınlarıKitabı okudu
Ağırlaşmış gözlerini hızla açtı. Evet, o odaydı burası. Ve yapayalnızdı. Yan taraftaki kuş artık ötmüyordu, başka zaman şevkle tik tak sesleri çıkaran saat de susmuştu, kurmayı unutmuşlardı. Gözkapaklarının ağır ağır düştügünü fark etmedi bile. Odanın içine bakarak geçmişe gitti, Viyana'ya ilk geldiği, dışarıda yağmur yağdığı gece orada oturmuş,
Sayfa 65 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.