Eskilerden bir yaprak :) konu güncelliğini koruyor. "Asıl en önemli konu ise İstanbul'da 'toplu taşıma sporculuğu' diye bir meşakkatli bir spor eylemi, artık vardır. Tramvaya bin sonra in sonra merdivenlere koş koş daracık üst geçitlerde yürüyüş maratonunda gibi sağlı sollu boşluklara hızlı kayma marifetiyle ilerle, bankolardan geç, yoksa akbil doldur, tekrar bankodan geç, asıl önemli kısım otobüse binerken başlar, İstanbul insanı gerçekten başarılı bir tırmanış ustası. Kapılar açılır açılmaz aynı anda hem inilebilen hem binilebilen ve on kişinin önüne geçilebilen nadide bir spor ortamı. Evet, yurdumun toplu taşıma hayatında sürekli bir sıradışı hareketlilik var ve bu daha ilk durakta başlıyor. İnsanlar metrobüse daha binmeden tepişmeye başlıyorlar, öne atılan ayaklar, dirsek tepmeleri ve kapıya denk gelen duruş noktasından bir milim bile kımıldamamak için verilen azimli sabit duruş mücadelelerinin sonunda metrobüsün kapısı ile aynı anda hareket eden bedenler, daha metrobüs gelmeden göze kestirilen yerlere, popolar bir metre ilerden konduruluyor ki, daha önce kimse oturamasın oraya, çok oryantalist." kalbimdentemizbiryaprak.blogspot.com.tr/2012/03/niye-ba...
"Bu dağ öyle bir dağdır ki, Başlangıcı çok sarptır, Ama yükseklik arttıkça zorluk azalır. Bu nedenle, dağa tırmanış, Akıntıya kapılmış Bir gemi gibi kolayladığında, Yolun sonuna varmış olacaksın."
Reklam
son on yıl her ikimiz içinde dik bir yokuşta keskin bir tırmanış olmuştu..
Başıma yazgı ve yaşayış olarak ne gelirse gelsin onda,her zaman bir dönüp dolaşma ve bir tırmanış vardır; Çünkü sonunda insan ancak kendi hayatınıı ve kendi içini yaşar.
Sayfa 137 - Felsefe klasikleriKitabı okudu
Plotinos, var olanın modeli olan yaratılışın bütünü iyi olduğu için, kötünün ancak var olmayanlar alemine ait olabileceğini söylemektedir. Bu var-olmayan kavramı, daha kesin bir tavırla bir eksiklik hali olarak belirlenmiştir ve en yüksek derecesini kötülük oluşturur: "Kötü herhangi bir eksiklikte değil, mutlak eksikliktedir." Plotinos'un sıraladığı aşamalar kesin bir dramaturji izleyerek olumsuz yönde bir tırmanış gerçekleştirmektedir.: "Yani eksiklik, iyi-olmayana sebep olur, buna karşılık mutlak eksiklik kötü-olmaya; giderek artan eksiklik ise kötülüğe sürüklenme ve sonunda kötü olma ihtimalini barındırır."
O yıl ( 1950’ler ) tüccar sayısı oldukça çoğalmış. Özellikle tütün işi büyük bir tırmanış göstererek, ticaret yaşamında ilk sıraya yerleşmiş görünüyor. İkinci sırada tekstil ürünlerinin toptancıları göze çarpıyor. Zahireciler Saathane Meydanı’nı tutarken Subaşı, zanaatçıların elinde. Ünlü bakırcılar yokuşu, torna tezgâhları, ayakkabı yapımcıları, terziler, eczacılar, yorgancılar, doktor muayenehaneleri gene aynı yerde. Kereste piyasasına, batı Trakya ve Yugoslavya’dan gelen göçmenler hakim durumda. Saathane Meydanı’nın dik uzanan sokaklarında kuyumcular bulunuyor. Şehir o günlerde ilçe ve köylerin akımından uzaktır. Ekonomik gücün yarattığı sosyal yapıdaki ayrım oldukça belirgin. Şehir kulübü üye seçiminde oldukça titiz davranmakta, zanaatçı tek üye kabul etmemektedir.
Sayfa 200 - Can Yayınları
Reklam
Bu şehir, bu ev, topyekün insanlar ona yabancı sanki koskoca dünyada yapayalnızdı. Ne zaman bu binanın merdivenlerini adımlasa, içindeki sıla hasreti körüklenir, gözleri buğulu bir hal alırdı. Nedense bu merdivenlerden tırmanış, ona babasını, Ferhat'ı hatta annesini hatırlatırdı.
Sayfa 43
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.