"Allah neden bu kadar acımasız, tiya Eleni?" Ödü koptu.
"Sus ne olur, günaha girme!"
"Ben ne yaptım? Asıl günaha giren Allah!"
"Haydi gözlerini yum. Lütfen."
Bir de ben üzmeyeyim diye susup gözlerimi kapadım. Allah'ın da sevip çekindiği biri olsaydı, belki o da her aklına eseni yapmazdı. Ama tek başına yaşadığı için sevgiden habersizdi, acı vermekten korkmuyordu.
Sonunda anlamıştım. Tiya Eleni'ye âşıktım ben! İçim ısındı. Pol, Kerem, Ferhat, Sürmeli Bey gibi benim de bir hikâyem vardı artık. Ama pek azının mutlu olduğu aklıma gelince ödüm koptu. Âşık olduğumu hiç kimseye, hatta tiya Eleni'ye bile belli etmemeye karar verdim.
Başım ne zaman derde girse, incinsem, yine seninle avunuyorum, "Aldırma.." diyorum kendi kendime, "Tiya Eleni bir ak kuş gibi uçup gidene kadar senindi ya." Sagapo Elenimu!
Yakasını elinden güçlükle kurtarıp kaçan doktorun arkasından, tiya Eleni gözleri ateş saçarak, "Bitkilerin Latince adlarını biliyor ama.." dedi, "Seven bir kadının ne harikalar yaratabileceğinden haberi bile yok. Neyse, ben öğreneceğimi öğrendim."
"Tiya Eleni'yi ne yüreğimden kazıyabildim, ne kafamdan silebildim. Tarih öğretmenimizin İstanbul'un fethini anlatırken sözünü ettiği 'Rum ateşi' vardı ya, hani söndürülmek istendikçe büyürmüş, bu sevgi de öyle."
"Allah neden bu kadar acımasız, tiya Eleni?"
Ödü koptu.
"Sus ne olur, günaha girme!"
"Ben ne yaptım? Asıl günaha giren Allah!"
"Haydi gözlerini yum. Lütfen."
Gözlerimi kapadım. Allah'ın da sevip çekindiği biri olsaydı, belki o da her aklına eseni yapmazdı. Ama tek başına yaşadığı için sevgiden habersizdi, acı vermekten hiç korkmuyordu.